Dinleyen ve Konuşan Müslümanlar!

İslam Düşüncesi ile İslam Toplumu arasında bir eşdeşlik olsa da ikisi birbirinden epeyce uzaklaşmış iki durum haline geldi.

Kuran, Hz Muhammed ile insanlara bir Hayat Felsefesi vermeyi amaçladı. İnsanların çok soru sorması -ki bu yüzden Ayetler bildiriliyordu- eleştirildi ve temel kavramlar yerleştirilmeye çalışıldı. Ama insanlar amaçlardan çok araçlara yöneldiler. İslam Düşüncesi yerine törenler, ibadetler, zikirler amaç haline geldi ve kutsallaştırıldı. Tevrat’tan, Arap Kültüründen, Hıristiyanlardan derken Ayrıntılar, Hikayeler, Hurafeler, Temel Kavramları ve Amaçları gölgeledi. Adeta Eski OrtaDoğu Kültürü dinselleştirildi.

İslamın ilk yıllarından itibaren Dinlemek ve Konuşmak, Uygulamak’tan daha kolay geldi Müslümanlara. Namazların zekatlarını artıran, Hikayeler dinleyerek ağlayıp kendinden geçen, Zikirler ve Dualara saatlerini harcayan Müslümanlara, Daha Az Yemek, Daha Az Konuşmak zor geldi. Bir vakit namazı kaçırmaktan korkan Müslüman, Gıybet, DediKodu, Hased ve Yalandan o kadar korkmadı. Tarihin her döneminde İsraf ve Obezite İslam toplumlarının bariz göstergeleri oldu.

Bugün İslam Toplumlarının büyük bir kesimi modern veya ilkel biçimde Cemaatler ve Tarikatların sosyal alanlarında yaşıyor. Günlerini zikirle geçiren, Şeyhlerini peygamberleştiren, bol bol dinleyen ve konuşan Müslümanların çoğunun ne Arakan’da olanlardan ne de Halep’te ölenlerden haberi yok.

Bu durum, Müslümanların bir sorunu gibi görünse de aslında bütün İnsanlar aynı durumda. Kurallar ve İdeolojilere bağlı yaşamak, bir Hayat Felsefesi edinmekten çok daha kolay. Akıl’da Dirayet ve Zorluk, Nefis’te Keyif ve Kolaylık var. Önce hep Can var. Allah da, Din de, İbadet de bu Can için. Kendini ve Nefsini yüceltmenin en kolay yolu -yükselmeyi beceremediği için- karşıdakini alçaltmak. Yemek, İçmek, Cinsellik hepsi Can için Nefis için Beden için. Herşey Orta (Hayvani) Aklın hakimiyetinde. Üst (İnsani) Akıla gelenler bir türlü Orta Aklı geçip de Dip Aklı kontrol edemiyor. Allah Üst Akıldan ne söylerse söylesin, Orta Akıl kendi bildiğini okuyor, kendi Nefis Dinini yaşıyor.

İşte bu yüzden Akıl ile yapmak yerine Nefis ile konuşup duruyoruz.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director