Hz Peygamber ve Bizler

 

Hz Muhammed’in hayatı saraylarda değil, kapısı bile bezle örtülen tek bir odada geçti.

Bizler, köşklere sığmıyoruz.

Peygamber: “Uhut Dağı kadar altınım olsa, Allah’a yemin olsun ki sabaha varmadan ihtiyaç sahiplerine dağıtırdım,” diye söylerdi.

Bizler, altın ve döviz biriktirmede yarışıyoruz.

Peygamber, hayatı boyunca boyu dizinin üzerinde basit giysiler giydi.

Bizler, lüksle, markalarla sarıp sarmalandık.

Peygamber, günde birkaç hurma ile yaşadığı olurdu, oruç tutardı.

Bizler, ziyafet sofralarından kalkmıyoruz.

Peygamber: “Ya hayır söyleyin, ya da susun” diye öğütlerdi.

Bizler, güzel sözleri unuttuk, küfürler savuruyoruz.

Peygamber, kendisini taşlayanları bile affetmişti.

Bizler, kin, nefret ve intikamdan vazgeçemiyoruz.

Peygamber: “Kızım Fatıma da olsa, cezalandırırım,” derdi.

Bizler, kendi hırsızlarımızı koruyoruz.

Peygamber, “Yarın ölecekmiş gibi Ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi Dünya için çalışın,” derdi.

Bizler, hiç ölmeyecek ve bir gün hesaba çekilmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.

Peygamber, ölürken hırkası bile bir Yahudi’de rehindeydi.

Bizler, malı mülkü yığdıkça yığıyoruz.

Peygamber, çocuklarına bile miras bırakmadı.

Bizler, vergileri ve zekâtları verilmemiş servetleri mezara kadar taşıyoruz.

Peygamber, kendisinden sonra Saltanat ve Hilafet bırakmadı.

Bizler, Saltanat ve Hilafete mahkûm olduk.

 

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director