SEÇİM NASIL KAZANILIR KAYBEDİLİR

Bir Seçimi kazanmak için öncelikle Seçmenleri kazanmak gerekir. Türk milletinin en temel hassasiyeti Vatan meselesidir. Mustafa Kemal, Milli Mücadeleyi bu fikir ile kazanmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ni de Türk Kültürü üzerine inşa etmiştir. Mustafa Kemal’in Türklük kavramı Etnik değil Kültüreldir. Türkiye vatanı üzerinde yaşayan her kim hangi din, ırk, inanç ve dile sahip olursa olsun Türk kabul edilir. Türklerin milli birlik ve beraberliğini koruması için dili Türkçe, bayrağı Ay Yıldız’dır. Türkiye vatanında Etnik ve Dinsel farklılıkların çatışma ve bölünmeye yol açmaması için Devlet, demokratik, laik bir hukuk düzeni üzerine kurulmuştur. Her türlü din (Müslüman, Hristiyan, Musevi) ve inanç (Deist, Ateist, Marksist) mensubunun İnanç özgürlüğü teminat altındadır.

Türk Milleti yüzlerce yıldır Anadolu’da bu felsefe ile barış ve huzur içerisinde yaşamıştır. Kazım Mirşan’ın da ispat ettiği gibi Türkler Anadolu’da M.Ö. 15.000’den beri yaşamaktadır, GöbekliTepe ve KarahanTepe bunun en son bilimsel vesikalarıdır. Türklerin hakim olduğu topraklarda Cami, Kilise, Havra birbirlerine yürüyüş mesafesindedir. Durum böyle olmakla birlikte, Avrasya’nın en stratejik bölgesine yerleşmiş Türkler arasındaki kardeşlik bağlarını koparmak ve bu toprakları siyasi, askeri veya kültürel olarak işgal ederek kendi emperyalist emellerini ele geçirmek isteyenler her türlü saldırı ve planlarını uygulamışlar ve hala da uygulamaktadır.

1850’li yıllardan sonra petrolün bulunmasıyla birlikte emperyalist çevrelerce kurgulanıp desteklenen iki önemli Tehdit vardır: Kürtçülük ve İslamcılık. Tarihsel örnekleri hızlı geçersek Kürtçülük tehdidinin bugünkü temsilcisi PKK Terör Örgütü’dür. İslamcılık tehdidinin temsilcisi ise (bütün İslam dünyası ve Ortadoğu’da olduğu gibi) Tarikat ve Cemaatlerdir. Her iki tehdit de Etnik ve Dinsel hassasiyetleri kullanır ve bu şekilde bir Kölelik Sistemi oluşturur.

Son seçimlerde PKK Terör Örgütünün siyasal temsilcilerinin gerçek oranı, Sosyal Demokrat, Sosyalist ve bu Etnik kökenden olmayanlar çıkarıldığında % 5 civarındadır. Tarikat ve Cemaatlerin de oranı (bu konunun uzmanı olarak söylüyorum) yine ancak % 5 civarındadır ancak kendilerini Tanrı Temsilcisi gibi gösterdikleri için aldıkları halk desteği bununla kıyaslanamayacak şekilde yüksektir.

Kürtçülük ve İslamcılık, Türkiye’nin iç barışını bozan iki ana tehdittir. Bu tehditler, siyasal yollardan amaçlarına ulaşmada zorluk yaşadıklarında çok kolay bir şekilde radikalleşir, silahlanır ve birer terör örgütüne dönüşür. Fetulla Terör Örgütü bunun son yıllardaki en büyük örneği ve tecrübesidir. Bilim adamları ve Entelektüellerden, Başbakan ve Cumhurbaşkanlarına kadar güya eğitimli insanların ilkokulu bile dışarıdan bitirmiş bu cahilin elini eteğini öpmesi hazindir.

İnsanlar değil fikirler önemlidir. Türkiye’nin tehditleri ne etnik olarak Kürtler ne de dinsel olarak Müslümanlardır. Kürtçülük ve İslamcılık, şekil değiştirir, mekan değiştirir, isim değiştirir ancak yine devam eder. Olan bu grupların ideolojik amaçlarından habersiz olan milyonlarca samimi insana olur. Dün Şeyh Said olur, yarın PKK olur; Dün Hilafet olur bugün Siyasal İslamcılık olur.

Türkiye’yi bu tehditlerden korumak için fikirlerle mücadele etmeliyiz. Demokrasiyi, barışı, hoşgörüyü, birlikte yaşama bilincini koruyarak Akıl ve Bilim yoluyla Türk toplumunu aydınlatmalıyız.

Mustafa Kemal’in ölümü ile birlikte ne yazık ki Atatürk’ün ilkeleri unutturulmuştur. Ben Atatürk’ü ders kitaplarındaki hikayelerden, duvardaki resimlerden ve resmi daire önlerine dikilen heykellerden tanıdım. Mustafa Kemal’in mücadelesini Nutuk’u okuduktan sonra anlamaya başladım. Arap alfabesini neden terkettiğimizi, Tarikatların neden kapatıldığını, Hilafetin neden kaldırıldığını, modern hukukun niçin kabul edildiğini araştırdıktan sonra O’nu gerçekten tanıdım.

İslam Dini, siyasi, hukuki ve ekonomik bir düzen değil bir inanç ve ahlak sistemidir. Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi (Halifesi) insan, insandaki temsilcisi ise Akıl’dır. Siyasi, Hukuki ve Ekonomik kurallar Akıl ile belirlenir. Akıl, Adalet demektir, Bilim demektir.

Lafı uzatmayalım. Eğer Kürtçülük ve İslamcılık tehditleri konusunda Türk milletinin hamuruna işlenmiş hassasiyetleri dikkate almazsanız Seçimleri kaybedersiniz. Liderler kaybetmez, yine halk kaybeder, yine samimi insanlar kaybeder, yine ülke kaybeder. Bu kadar açık.

Bir de bir Not daha ekleyim:

Türkiye Cumhuriyeti’nin hamurunu yoğuran Mustafa Kemal, Milli Mücadele’yi yürütürken ve Milli Meclisi oluştururken: “Herkes kendi ilinden 2 temsilci seçsin, Ankara’ya göndersin!” dedi. Şunu asla söylemedi: “İlinizdeki şu adamlar benim adamlarım. Ben bunları seçtim, siz de bunları seçin bana gönderin!”

Vatandaş Olarak Ben Temsilcimi Kendim Seçmek İsterim, Acaba anlaşıldı mı?

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director