Cepheye mi Markete mi?

Yılmaz Özdil seçkinimiz; “Sahte Darbe” söylemini dillendirmeyi sürdürüyor. Bazı Cemaat mensuplarına bakıyoruz onlar da hala olanları kabullenmeyip, kendilerini ve hocaefendilerini temize çıkarmakla meşgul.

Aydınlanma iyidir. Toplumu bazen bilgi aydınlatır, bazen de tarih ve olaylar. Geçmişe bir bakıyoruz da, Cephelerde savaşanlar, dün darbe girişiminde sokağa çıkanlarla aynı: Esnaf, İşçi, Memur, Köylü. Birileri darbe haberini alır almaz marketlere koşup yiyecek depolarken, birileri de öleceğini sakat kalacağını düşünmeden tankların karşısına çıktı.

Atatürk’e atfedilen şu hikâye çok şey anlatır: Mustafa Kemal Atatürk, savaştan sonra Mersin’i gezmeye gelmişti. Şehirdeki bazı büyük binaları görünce merak etti sordu: “- Bu köşk kimin?”, “- Kirkor’un”; “- Ya şu koca bina?”, “- Yargo’nun”; “- Ya şu?”, “- Solomon’un”. Atatürk biraz da hiddetle karışık yeniden sormuş: “- Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz?” Aradan bir köylü çıkmış ve şu cevabı vermiş: “- Biz Yemen’de, Tuna boylarında, Balkanlarda, Arnavutluk dağlarında, Kafkasya’da, Çanakkale’de savaşıyorduk Paşam!”. Atatürk’ün bu hatırasını anlatırken duygulandığı ve “- Hayatta cevap veremediğim yegâne insan bu aksakallı ihtiyardı” dediği rivayet olunur.

Bu tarihsel gerçeği 15 Temmuz’da bir kez daha anladık. Küçük bir iç savaş yaşadık aslında. Büyük bir savaş olsa, cephelere yine bizler gideriz anlaşılan. Ben söylerken utanıyorum, acaba onlar biraz olsun utanç duyuyor mu? Türkiye göz göre göre bütün Terör örgütlerinin hedefi haline getirilmişken ve bizler neredeyse bir ömür Türkiye’nin hedef ülke olduğunu söylerken, sadece dinleyip geçenler, bugün verilen mücadeleyi hala görmüyorsa ne denir? Afganistan, Irak, Yemen, Libya, Nijerya, Sudan, daha bilmem neresi. Hepsinin sorumlusu Türkiye mi, yoksa bu kervana katılması düşünülen son ülke mi?

Siz keyfinizi bozmayın, terördü, savaştı, çatışmaydı huzurunuzu kaçırmasın. Bizler ölürüz Şehit oluruz, yaralanır Gazi oluruz. Ne Şehit cenazelerine gelin, ne de elinize bir Bayrak alıp da sallamayın sakın. Sizler gelirseniz asıl bizim huzurumuz bozulur. Moralimizi bozar, mücadele azmimizi kırmaya çalışırsınız. Aynen şimdi yaptığınız gibi. Siz sadece konuşun, ahkâm kesin, tepeden bakın hala bu topluma, “Ahmak, Aptal, Aldanmış, Köylü” deyip suçlayın. Ama ne derseniz deyin, bu toplumdan uzaksınız. Çevrenizdeki hayranlar topluluğunuzla aynen bir Cemaatsiniz. Dışınıza kapalı, gözleriniz kör, kulaklarınız sağır.

Yapmayın artık, sabrımızın sonuna geldik Allah aşkına. Bir yanda Vatan Hainleri, bir yanda onlar kadar huzurumuza, moralimize kasteden sizler.

Gölge etmeyin, susun biraz Yeter Artık!

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director