ABD’nin Çaresiz Yalnızlığı!

Yazı grafiğimiz her ne kadar psikolojik anlamda “Öğrenilmiş Yalnızlık” ise de, anlatmaya çalıştığımız “Çaresiz Bir Yalnızlık”. ABD, sadece Ortadoğu’da değil, Asya ve Afganistan’da da büyük bir yalnızlık ve çaresizlik yaşıyor. Bu çaresizlik ABD’yi daha da hırçınlaştırıyor, tarihsel müttefiklerini tehdit ediyor, terör örgütleri ile işbirliği yapıyor ve hatta Türkiye’deki 15 Temmuz benzeri yeni darbeler planlıyor.

Geçtiğimiz günlerde CIA Başkanı Mike Pompeo açıkça Pakistan’ı tehdit etti ve “Pakistan İslamabat’taki terör cennetlerini yok etmezse, ABD onları ortadan kaldırmak için her şeyi yapacak” diye söyledi. Bunun anlamı, ABD’nin Pakistan topraklarında bile izinsiz Askeri operasyonlar planlamasıydı. Nitekim birkaç gün sonra Tillerson bizzat Pakistan’ı ziyaret etti ve ardından hem Afganistan hem de Pakistan’da birbiri ardına askeri operasyonlar yapıldı. Afganistan’da Gazni’de Taliban hedef alındı yüze yakın militan ortadan kaldırıldı. Ardından Taliban’ın Hacı Nasir denilen Kırmızı Elit Kuvvetler Komutanı Molla Şah Veli, yardımcısı ve üç önemli üst düzey komutan öldürüldü. Pakistan Güvenlik güçleri de İslamabad’da Taliban yanlılarına karşı bazı operasyonlar yaptılar.

Esasen aynen Türkiye gibi Pakistan da ABD politikalarından bezmiş durumda. Pakistan Askeri Kuvvetleri, Güvenlik Teşkilatları ve İstihbarat Kurumları ABD’nin Patron tavırlarından nefret ediyor. Ne operasyon yapıyorlar ne de ABD ile istihbarat paylaşıyor. Siyasi liderler de zaman zaman ABD’ye karşı oldukça sert tavırlar sergiliyor. Çünkü Afganistan’da Kabil ve ISAF (Uluslararası Güvenlik Destek Gücü) karargâhlarının dışında kalan bütün alanlar Taliban’ın kontrolünde. Kabil’i Pakistan’a bağlayan yol üzerindeki Celalabat’ın kuzey ve güneyinde son aylar içinde iki büyük Daiş bölgesi oluştu. ABD, aynen Suriye ve Irak’ta yaptığı gibi kendi kontrolündeki Daiş militanlarını bu adeta bu bölgeye yerleştirdi. Buradaki Daiş Horasan Grubunun öncelikli hedefi Taliban, ABD’ye karşı ciddi bir eylem gerçekleştirmiyor.

ABD’nin bu çaresizliği ve yalnızlığı aslında 11 Eylül 2001 sonrasında başladı. Sovyetlerin yıkılmasını takiben OrtaDoğu ve Asya’da Askeri Yayılmacılık faaliyetine başlayan ABD, bu güne kadar birçok başarısızlıklar yaşadı.

Bunlardan ilki ve en büyüğü Afganistan. 1970’li yılların ortasında başlayan Rus işgali, ABD’nin organize ettiği Müslüman Mücahitlerce kırılmıştı. Hizbi İslami ve Cemiyeti İslami temeline dayanan, Usame Bin Laden ve Zalmay Halilzad tarafından yönetilen Mücahit Birliği, ABD’nin ikiyüzlü politikaları yüzünden sonradan dağıldı. ABD, bu eski müttefiklerine karşı 1990’lı yılların başından itibaren Pakistan’daki akademik destekçileriyle birlikte Taliban’ı örgütledi. Ancak OrtaAsya petrollerinin Pakistan üzerinden güneye taşınmasında anlaşma olmayınca, Taliban da ABD’ye düşman oldu.

1990’lı yılların ortasından itibaren, Laden tarafından kurulan El Kaide ile Taliban ittifak yaptı. Taliban, neredeyse Kabil dışındaki bütün Afganistan’a egemen oldu. Bu durum, ABD’nin bölgede yıllarca sürmesini planladığı Askeri varlığı için bir gerekçe oldu. ABD, Çıkar veya Tehditle oluşturduğu Uluslararası Koalisyon ile Afganistan’a yerleşti. Geçtiğimiz 15 yılda Afganistan’da hiçbir şey değişmedi. 2001’den bu yana 3544 Koalisyon Askeri hayatını kaybetti, bunların 2406’sı ABD askeri. Bu yüzden ABD, kendi askerinden ziyade Tehdit ve Çıkar ilişkileriyle topladığı Uluslararası koalisyonu savaş gücü olarak kullanıyor. Şimdi bölgedeki yeni müttefiki de aynen Suriye ve Irak’taki gibi Daiş Terör Örgütü. Önümüzdeki günlerde, Pakistan topraklarındaki Daiş teröründe önemli bir artış görebiliriz.

Yeri gelmişken söz edelim, bütün dünyada hızla yalnızlaşan ve hırçınlaşan ABD’nin Lübnan hamlesi başarısızlıkla sonuçlandı. Cezayir’e yönelik radikalleştirme çabaları, Cezayirli Dini gruplar tarafından ilgi görmedi. Bununla birlikte, Suriye ve Irak’tan kaçırılan Daiş militanları Libya ve Nijerya için Orta Afrika’da toplanıyor. ABD’nin Suudiler ile kurduğu yeni ARAMCO İttifakı da, son Kudüs olayından sonra büyük yara aldı. Bu konuyu da “Kudüs Meselesi Bir Haçlı Planı” başlıklı yazımızda analiz ettik.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director