Tehlike ortadan kaldırıldığı ve gün aşımı olduğu için olayın perde arkasına ilişkin çok kısa ve özet bir yorumda bulunabilirim:
ABD, İngiltere, Almanya gibi önemli batı ülkelerinin “Terör Eylemi gerçekleşeceği gerekçesiyle İstanbul’daki konsolosluklarını kapatma” karası alması tesadüfi değildir. Gerçekten te bu konuda bir tehdit mevcuttu ve Türk İstihbarat Kurumları 4 Şubat 2023’de bir eylem gerçekleştirecek Daiş militanlarını yakaladı.
Daiş Terör Örgütü Projesi ile ilgili İngilizce ve Türkçe iki kitap ve ayrıca iki de bilimsel makale yayınlamış, bu örgütün tamamen bir Pentagon Stüdyo Kurgusu olduğunu belgelerle açıklamıştım. Nitekim, Daiş Terör Örgütü işlevini yerine getirdikten sonra ele geçirdiği toprakları göstermelik çatışmalarla, Pentagon’un diğer müttefiki PKK Terör Örgütü’ne devretmişti. Hatırlarsak, ElBab Operasyonu sırasında bütün Daiş militanlarını Türk Ordusu’nun üzerine yönlendiren de ve olayı geriden planlayıp seyreden de yine ABD & İngiltere liderliğindeki İstihbarat Koalisyonu idi. Bütün bu kirli planlara rağmen Türk Ordusu ve Türk İstihbarat Kurumları, Daiş Terör Örgütü’ne en büyük darbeyi vurmuş ve örgütün çöküşünü başlatmıştı.
Daiş Terör Örgütü içerisindeki Pentagon elemanları Afganistan, Afrika, Somali, Sina ve halen Suriye Palmira ile Orta Irak’ta ve Kerkük’te örgütü yeniden canlandırmak için epey çaba sarfettilerse de başarılı olamadılar. Örgüt çöküş sürecine girmişken, PKK Terör Örgütü’ne teslim edilen Daiş militanları (ki aynen PKK’da olduğu gibi ön saflarda savaşan saf ve aptal İslamcılar) gruplar halinde tekrar serbest bırakılmaya ve Türkiye’nin Suriye’deki askeri planlarını engellemeye ve Türkiye içindeki büyük kentlerde yeniden yapılanarak eylemler planlamaya yönlendirildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirmeye hazırlandığı büyük operasyon yaklaştıkça, ABD & İngiltere öncülüğündeki İstihbarat Koalisyonu ve Pentagon’un endişeleri daha da arttı. Türkiye’nin yeni bir seçime hazırlanıp kendi iç sorunlarını çözme sürecine girdiği şu günlerde Pentagon’un yeni kirli oyunlara giriştiğini görüyoruz. Bir yandan, Türk İstihbarat Kurumlarına hiçbir bilgi vermeden büyük batılı ülkelerin konsolosluklarını kapattırırken, diğer yandan İstanbul’a büyük bir savaş gemisi demirleyip, denizcilik kurallarına aykırı olarak büyük bir ABD Bayrağı asıp gövde gösterisinde bulundular.
Türk İstihbarat Kurumları bu oyunu bozdular. Türk İstihbaratının Ortadoğu’da Pentagon, CIA ve Mossad’ın önüne geçtiğinden şimdi biraz emin olmuşlardır. Bununla birlikte Daiş üzerinden Türkiye’de gerçekleştirmeyi düşündükleri terör planlarından tamamen vazgeçmiş değiller. Türkiye ne zaman Kuzey Suriye’de teröre karşı bir askeri hedef belirlese hemen ABD Koalisyonu ardı ardına Daiş Operasyonları yapmaya başlıyor ve görevleri abartılmış önemli Daiş militanlarını hem de PKK & PYD Terör Örgütü’nün önemli yardımlarıyla (!) yakalamaya başlıyor. Bu Batı İstihbarat Koalisyonu’nun zaten yıllardır yaptığı bu ve benzeri oyunlar… Irak’ta uzun yıllar bir gün Sünni, diğer gün Şii camilerinde bombalar patlarken hedeflenen de bölgedeki istikrarsızlığın devamıydı.
Terör tehdidinden beslenen ve Terörle Mücadele bahanesiyle siyasi ve askeri olarak bölgeye yerleşmeye çalışan, hatta NATO bünyesinde “Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi” kuran ve TSK’yı da güya üye yaparak oyalayan ama PKK Terör Örgütü ile mücadele söz konusu olunca kör ve sağır olan da işte bu Koalisyondur.
Türk Milleti artık olayın farkındadır. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk İstihbarat Birimleri içerisinde çok sayıda vatansever ve uzman olayın farkındadır ve onların tahmin edemeyeceği kadar durumdan haberdardır. Türkiye seçim süreci sonunda hangi tercihte bulunursa bulunsun, hangi ittifak kazanırsa kazansın bu çizgi değişmeyecektir. Belki de onların beslediği Siyasi Umutların tam tersi olacak ve daha sert karşılık görmeye başlayacaklardır.
Son anda bir konuya daha dikkat çekmek isterim. Türkiye’nin Şubat sonu veya Mart ayında gerçekleştirme ihtimali bulunan büyük Suriye Operasyonu için (buna Suriye rejimi katılır veya katılmaz önemli değil) aynı Koalisyon yine önemli bir kirli plan yürütmektedir. Suriye kuzeyindeki alanlarda bulunan bazı askeri gruplar yavaş yavaş HTŞ (Heyetu’t Tahriru’ş Şam) yani Nusra yapılanmasına entegre edilmeye ve Türkiye ile bu gruplar arasında nefret tohumları ekilmeye çalışılıyor. Bunun detayını uzmanlar bilirler. Ayrıca ABD & İngiltere Koalisyonu, Ürdün Kralı ile de mutabakat sağlamışlar ve Türkiye’nin muhtemel bir operasyonu sırasında Tanif merkezli ve Deraa’dan Deyrozor’a uzanan Güney Suriye’de büyük bir askeri operasyonun hazırlıklarını da son aşamaya getirmişlerdir.
Daha fazla detaya girmiyorum, sitedeki Daiş ve PKK ile ilgili eski yazılarımda da birçok bilgiler yer alıyor.
