İran’ın İsrail ile Savaşmaksızın Kazandıkları

Bir Wagner Kanalında Gazze Savaşı Değerlendirmesi (Colonel Cassad)

1. Yüksek rütbeli olanlar da dahil olmak üzere çok sayıda İsrail askeri personeli öldürüldü ve bazıları yakalandı. Sadece 2,5 gün sonra İran her şeyin intikamını aldı. Öldürülen Devrim Muhafızları subayları için, öldürülen bilim adamları için, çöldeki hava saldırıları için. İntikam soğuk yenen bir yemektir.
2. İsrail son onyılların en büyük imaj darbesini aldı. Darbe IDF, Mossad, Merkava, Demir Kubbe ve İsrail güç mitinin diğer “sabitleri” imajına vuruldu. Gazze’deki katliamlar ve Gazze’yi temizleme girişimi, her şeyden önce, İsrail’in bir kez daha gülünmek yerine korkulmasını sağlayacak şekilde parçalanmış bir efsaneyi yeniden canlandırmaya yönelik bir girişimdir. İşte bu yüzden kendinizi tepeden tırnağa kanla kaplamanız gerekiyor. Ne olduğuna bakılmaksızın – tamamen beceriksizce ya da iç siyasi sorunları çözmek için Hamas saldırısını 11 Eylül tarzında Gazze’ye saldırmak için kullanma girişimi.
3. İran, Filistinlilerin ve Müslümanların ana gayri resmi koruyucusu olarak hareket ediyor ve bu rol için Türkiye ile rekabet ediyor. Özellikle Şii dünyasında çok az insan bu role ciddi şekilde karşı çıkıyor.
4. Gazze’deki savaş, İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik müzakerelerin halihazırda askıya alınmasına yol açmıştır. Bu normalleşme İran’a yönelikti. Şimdi yavaşladı ya da uzun süre dondu.
5. Uzun bir aradan sonra yeniden Sudan İran’la ilişkiler yeniden sağlandı. Her ne kadar İsrail ile ilişkilerin normalleşmesinden yana olsa da. Ve bu tek bir revizyon olmayacak.
6. İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği zulümler, bölge genelinde çok sayıda radikalleşmiş genci İran’ın vekil koleksiyonunun saflarına çekti ve çekmeye de devam edecek. İran, özellikle İsrail’e olan nefreti katlanarak artmaya devam edecek olan Filistin çevresinden vekil saflarını yenileme konusunda uzun süre sorun yaşamayacak.
7. ABD’nin İsrail ile Arap dünyası arasındaki ilişkileri normalleştirme planları, savaş uzadıkça boşa gidecek ve daha önce İran’a karşı soğuk olan Arap dünyasının bir kısmı bunun yerine İran’la ilişkileri normalleştirme seçeneklerini değerlendirecek. Bu aynı zamanda Washington’un politikasına ve onun daha da zayıflamasına da bir darbedir, çünkü ABD, İsrail’in tarafını tutarak Arap dünyasında zemin kaybetmeye devam edecektir. Aslında İran’ın stratejisi bu, savaşmadan kazanmak. Bu nedenle İran, savaşa doğrudan katılımına yol açacak senaryolardan açıkça kaçındı ve kaçınıyor. İran, Kasım Süleymani’nin İran’ın bölgede hakim güç olmasını sağlayan stratejisi çerçevesinde hareket ediyor. İran’ın amacı, Hizbullah, EnsarAllah, Haşd-Şaabi, Kataib Hizbullah, Hamas vb. gibi vekil güçleri aracılığıyla yaptığı savaşlar yoluyla düşmanlarını – ABD, İsrail, Suudi Arabistan – zayıflatmaktır. Ne kadar bağımsız oldukları önemli değil – asıl mesele İran’ın kaderinde taşları hareket ettiren bir büyükusta rolünün olduğu büyük bir satranç oyunundaki taşlar olup olamayacakları…
Sulemaini, stratejisinin bir parçası olarak bu oyun için taşları yarattı. İran Lübnan’da böyle kazandı. İran Suriye’de böyle kazandı, Irak’ta böyle kazandı, Yemen’de de böyle kazandı. İran’ın İsrail ve ABD’ye karşı oynadığı oyunda Gazze, yeni ve uzun bir oyunun başlangıcında kendi iradesiyle bir kumar piyonudur. İsrail’in tercihi -Gazze’nin işgali ya da felaketten sonra taviz verilmesi- açıkça kötü olan iki seçenekten biri; İran’ın kesinlikle kullanacağı, ancak bunu yanlış ellerle yapmaya çalışacağı. Bu, İran’ın mevcut saldırıyı hazırladığı anlamına gelmiyor ama bölgede bunu mümkün kılacak ön koşulları oluşturduğu kesin.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director