ABD’nin 2018 Hedefleri

ABD dış politikasının en önemli göstergelerinden birisi, bir yenilgiyi takiben yeni hamlelerde bulunmak. Kudüs kararı konusunda hiç beklemediği bir şekilde yalnızlaşan ABD, OrtaDoğu’da yeni hedeflere yöneldi. Bunları kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:

İran: Büyük OrtaDoğu Projesi ve Arap Baharı’nın son durağı OrtaAsya üzerindeki son engel olan İran idi. Suriye ve Irak’ta hedeflenen amaçlar tam olarak gerçekleşmedi. Bununla birlikte İran kuvvetleri Irak ve Suriye iç savaşına dâhil edildi. Hem Daiş hem de Sünni gruplara karşı savaşan İran, bazı siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile arası açıldı. Kudüs Kuvvetleri Komutanı Süleymani, Irak, Suriye ve Yemen’de savaşmak üzere yaklaşık 20 bin kişilik bir Şii Ordusu kurmuştu. Bu ordunun 3 bin kadarı İran vatandaşı, diğerleri ise Afganistan ve Tacikistan gibi komşu ülkelerden gelmiş ve vatandaşlık vaadi ile savaşmaya razı edilmiş Şii gruplardı. Özellikle komutan düzeyindeki kayıplar İran halkı üzerinde olumsuz etkiler oluşturdu. Ekonomik olarak işsizlik oranı yükseldi ve temel gıda fiyatları son bir yılda % 40 oranında arttı. Bütün bu huzursuzluklar şimdi Turuncu Devrim ajanlarınca yine Sosyal Medya kanalıyla sokak gösterilerine dönüştürüldü. Şimdi İran’ın neredeyse bütün büyük kentlerinde gösteriler düzenleniyor.

Ermenistan: ABD’yi yalnızlaştıran en önemli gelişme, Türkiye ile Rusya’nın yakınlaşmasıydı. Bu yüzden ABD, Ermenistan’ı kışkırtmak suretiyle Ermeni – Azeri savaşını körüklemeyi ve Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkileri bozmayı hedefliyor. Son aylarda, Ermenistan tarafından Azerbaycan cephelerine yönelik yüzlerce saldırı gerçekleştirildi.

Pakistan: Afganistan’da genişlemesini sürdüren Taliban’a karşı ABD oldukça zor bir durumda. Neredeyse ISAF Askeri bölgeleri dışında kalan bütün alanlarda Taliban güçleri hâkim. ABD’nin Irak ve Suriye’den Afganistan’a ithal ettiği Daiş Horasan Grubu da Taliban’a karşı güç kazanmaya çalışıyor. Bu arada Pakistan Hükümeti ile ABD arasındaki gerginlik en üst düzeye ulaştı. Pakistan Silahlı Kuvvetleri, ABD ile işbirliği konusunda son derece isteksizler. Özellikle ABD’nin başına buyruk operasyonları Pakistanlıları bezdirmiş durumda. ABD, bölgedeki en önemli lojistik merkezi olan Pakistan’ı da kaybederse Afganistan’daki askeri varlığı büyük tehlike altına girecek. Bu yüzden ABD, kimi zaman tehdit kimi zaman da siyasi baskılarla hem Pakistan yönetimini hem de müttefiklerini işbirliğine zorluyor.

Irak: ABD’nin en hassas yürütmeye çalıştığı ilişkiler Irak Merkezi Hükümeti ile. ABD, Bağdat’ı kaybetmemek için Barzani’yi bile harcamaktan çekinmedi. Çünkü ABD şirketlerinin Irak petrolünden pay alabilmeleri için Merkezi Hükümet ile iyi ilişkiler kurması gerekiyor. Irak Merkezi Hükümeti ise Irak Kürtlerine karşı son derece tavizsiz bir politika yürütüyor. Son olarak İbadi, Kürtler ile uzlaşmak için 13 Maddelik bir ön şart belirledi. Buna göre; Kürtler Irak’ın birliğine bağlı kalacak ve ayrılık referandumu resmen iptal edilecek; Sınır kapıları, hava alanları ve petrol gelirleri Bağdat hükümetine verilecek; Kürt bölgesindeki arananlar yargıya teslim olacak; Kürt yetkililer Bağdat’ın onayı olmadan Dış ilişkiler gerçekleştiremeyecek. Durum böyle olunca, ABD, Irak’taki mevcut kazanımları korumak için büyük titizlik gösteriyor. Kerkük – Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın yeniden inşası ve Silopi’den Türkiye’ye yeni kapı açılması çalışmaları engelleniyor.

Suriye: Daiş Terör Örgütü’nün Türkiye’nin öncülüğünde erken temizlenmesi ve Kuzey Suriye Kürt Koridoru’nun parçalanması ABD’yi zora soktu. ABD, Rusya ile 2009 anlaşmasına uygun olarak Fırat’ın doğusuna tamamen yerleşti. Şimdi burada yıllarca kalabilmek için siyasi, askeri ve sosyal temeller oluşturuyor. Askeri üsler, eğitim merkezleri, kontrol noktaları, yakın bir gelecekte halk için sosyal tesisler inşa ederek Kuzey Suriye Kürt Federasyonu’nun temellerini atıyor. Rusya bölgeyi çoktan ABD’ye teslim etmiş durumda ve ABD yönetiminin Suriye Esad Hükümeti’ni ikna etme gibi bir sıkıntısı da yok. PKK Terör Örgütü’nü son model askeri malzemelerle donatan ABD, hem Suriye hem de Türkiye’ye karşı bu alanı korumayı amaçlıyor. Türkiye’nin Efrin ve Menbiç bölgelerine yönelik muhtemel harekâtlarını geciktirmek için çaba sarf ediyor.

Daiş Terör Örgütü: Suriye’deki Daiş Terör Örgütü kozunu tahmininden önce kaybeden ABD, şimdi koruyabildiği Daiş militanlarının bir kısmını Nijer – Libya, Afganistan, Kafkas Cumhuriyetleri, Rusya gibi stratejik savaş bölgelerine taşıyor. Nijer Libya hattına taşınanlar Avrupa üzerinde, Afganistan’a taşınanlar Pakistan ve Taliban üzerinde, Kafkasya’ya taşınanlar Rusya üzerinde baskı oluşturacaklar. ABD ve Pentagon İstihbarat Birimleri, özel yetiştirilmiş çok sayıda Daiş militanını da bombalı eylemler için Dünya ülkelerine yaymış bulunuyor. Özellikle yılbaşı ile başlatılacak eylemlerle, hedef ülkeler üzerinde psikolojik baskı oluşturulacak.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director