Son yıllarda Suriye’de yaşanan iç savaş, son günlerde Irak’a da yayılmaya başladı. Kaos, Türkiye’nin güney sınırlarının tümünü içine aldı. ABD’nin 2012’de Irak’tan tamamen çekilmesiyle bölgeye yeni aktörler dâhil oldu.
Rusya, PKK terör örgütüne yakın durmaya özen gösterirken, Suudi Arabistan da Sünnileri destekliyor. Barzani, hala İsrail ve Amerikalı danışmanların kontrolü altında. Suriye ve Irak’taki Şii hükümetleri ise güçlü bir şekilde İran destekliyor.
Bu ortamda Türkiye’nin politikasında tam bir karmaşa ve şaşkınlık hâkim. Suudilerle birlikte olup Sünnileri mi desteklese, ABD’ye hoş görünmek için Barzani’ye mi yakın dursa, Rusya tarafından desteklenen PYD’ye karşı Nusra’ya mı yardım yapsa, yoksa Ortadoğu’da çöken Müslüman Kardeşleri İslamcı Cephe altında ayakta tutmaya mı çalışsa. Ne yaparsa yapsın, Türk hükümetinin yaptığı her girişim başına dert oluyor. Nusra’ya verdiği destek yüzünden ABD ile arası açıldı. PYD’ye karşı çıkarken, Çözüm Süreci yürüttüğü PKK ile ters düştü. Barzani ile yakınlaşırken, Maliki ile arası açıldı. İran ile iyi durmaya çalışırken Suudilere uzak kaldı.
Dışişleri Bakanlığı ve MİT’in acemi bürokratları, güney sınırlarımızın güvenliğini tehlikeye düşürürken bir dizi büyük hatalar yaptı.
Bütün bu karmaşa ortamında, Türkiye’nin yapmadığı tek şey var: Irak ve Suriye Türklerine doğrudan yardım yapmak. Irak Türklerini Barzani’nin kuyruğuna, Suriye Türklerini ise Müslüman Kardeşlerin arkasına bağlamaya çalıştı.
Şimdilerde, PYD Kuzey Suriye’de 3 Eyaletten oluşacak bir Kürt Federasyonu’nun temellerini atıyor, parlamento seçimlerine hazırlanıyor. Sünni El Kaide grupları Orta Irak ve Orta Suriye’deki egemenliğini pekiştirmeye çalışıyor.
ABD, önümüzdeki süreçte artık bölgenin Etnik ve Mezhepsel olarak bölüneceğini öngörüyor. Irak ve Suriye, Sünni ve Şii, Arap ve Kürt bölgeleri olarak birkaç parçaya bölünecek. Bu bölünmenin, kesin sınırları olan siyasal bir bölünme olacağını hemen beklemeyelim şüphesiz. Önce hâkimiyet alanları belirlenecek, karşılıklı olarak çatışmalar ve bölünmeler hızlanacak, güçler test edilecek ve her parça kendisine uluslararası destekler arayarak siyasi yapısını sağlamlaştıracak.
Bu bölünmeden en fazla yarar sağlayacak ülke Rusya olacak. Bir yandan PKK yanlısı grupları desteklemek suretiyle hem Türkiye’de hem de Suriye ve Irak’ta güçlü taraftarlara sahip olacak; Diğer yandan da İran, Irak ve Suriye’deki mevcut Şii yönetimler ile yakın işbirliğini sürdürecek.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Sünni Körfez Birliği, Suriye ve Irak’taki Sünni grupları ve bölgeleri güçlendirip destekleyecekler.
ABD ise hem ihanet ettiği müttefiklerini kaybedecek, hem de yıllardır destek verdiği Barzani ailesinin gelecek on yılda diğer Kürt gruplarca tasfiye edilişini izleyecek.
İsrail, bölgedeki varlığını ve güvenliğini pekiştirmek için Sünni ve Şii çatışmalarını körükleyecek. Mossad elemanları Sünni ve Şii bölgelerinde bombalar patlatmaya devam edecekler.
Ve Türkiye! Ya güçlü bir siyasal yönetimle, sınırlarını zorlayacak muhtemel iç isyanların ve çatışmaların önüne geçecek. Ya da bugünkü haliyle Türkiye olaya müdahil olana kadar taşlar çoktan yerine oturmuş olacak.
