Birleşmiş Milletler Teşkilatı Kırım’da Doğdu, Kırım’da Ölecek!

Birleşmiş Milletler’in temeli, gerçek anlamda 11 Şubat 1945’te Kırım’ın Yalta kentinde atıldı. 1940’lı yıllardan itibaren tartışılan Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurma düşüncesi,  1943’de Tahran ve Moskova Konferansı, 1944’de Washington’daki Dumbarton Oaks Konferansı’nda da konuşulmuştu. Avrupa ve Asya’da büyük bir yıkım ve felakete yol açan II. Dünya Savaşı’nı takiben, savaş galibi büyük ülkeler Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nı kurma kararı aldılar.

Kırım’ın Yalta kentinde bir araya gelen ABD Başkanı Roosevelt, Birleşik Krallık Başbakanı Churchill ve Sovyetler Birliği Başkanı Joseph Stalin “Dünya’da barış ve güvenliği tesis etmek için uluslararası genel bir organizasyon kurma” kararlarını açıkladılar. 25 Nisan 1945’te San Francisco’da bu konuda bir Anlaşma imzalayacaklarını duyurdular.

Üç lider, Yalta’da yaptıkları gizli görüşmelerde “kurucu ülkelerin teşkilat içinde Güvenlik Konseyi oluşturması ve Veto hakkına sahip olması” konusunda anlaşmışlardı. Ayrıca, Çin ve Fransa’nın da Güvenlik Konseyi’ne alınmasını ve davetlerin ABD tarafından yapılmasını kararlaştırdılar. ABD 5 Mart 1945’te, Güvenlik Konseyi’ni oluşturacak ülkelere birer davet gönderdi ve Veto yetkisinin nasıl olacağı konusundaki kararlarını açıkladı.

25 Nisan 1945’te San Francisco’da 111 Maddelik Birleşmiş Milletler Kuruluş Anlaşması imzalandı. 50 ülkeden temsilcilerin katıldığı konferansta imzalanan anlaşmanın 23. Maddesine göre: “Güvenlik Konseyi, BM’nin 15 ülkesinden oluşacak. Çin Cumhuriyeti, Fransa, Sovyet Sosyalist Birliği, Büyük Britanya Birleşik Krallığı ve Kuzey İrlanda, Amerika Birleşik Devletleri Güvenlik Konseyi’nin kalıcı üyeleri olacak” denilmektedir.

Bu şekilde, daha yolun en başında, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ve dünyanın kaderi güçlü 5 ülkenin çıkarlarına göre belirlenmişti. Nitekim o günden bugüne, Güvenlik Konseyi’nin Doğulu ve Batılı ülkeleri sadece kendi çıkarları için dünya barışı ve güvenliğine ilişkin birçok kararı veto ettiler.

 RUSYA’NIN GÜVENLİK KONSEYİ ÜYELİĞİ GEÇERSİZ

 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği dağıldı. Sovyetler Birliğini oluşturan ülkeler birer birer bağımsızlıklarını ilan ettiler ve 1990’lı yıllar boyunca Birleşmiş Milletlere üye oldular. Ancak, Rusya kendisini haksız bir şekilde Sovyetler Birliği’nin mirasçısı olarak kabul etti ve dünya ülkeleri de buna sessiz kaldılar. Hâlbuki Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkı da son bulmuştu. Sovyetler Birliği içerisinde en az Rusya kadar güçlü birçok ülke vardı. Ukrayna bunlardan en önemlisiydi.

Sovyetler dağıldığı zaman Ukrayna, dünyanın üçüncü büyük nükleer silah gücüne sahipti. Rusya, daha o günlerde Ukrayna’yı ve Kırım’ı ilhak etmeye hazırdı. Ukrayna kendisine bağlı olan Kırım ile birlikte Rusya’nın tehditlerinden korunmak için Batı’ya yanaştı. Batı ülkelerinin de baskısıyla, 4 Aralık 1994’te Ukrayna, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı imzaladı ve elindeki nükleer füzeleri Rusya’ya teslim etti. Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve güvenliği konusunda teminat verdiler. Eğer Ukrayna, bu anlaşmayı imzalamasaydı, Rusya bugün Kırım’a asker çıkaramazdı.

Hâlbuki Bugün Rusya 1994’te Budapeşte’de alınan bu kararı hiçe sayarak Ukrayna’yı tehdit ediyor ve Kırım’ı ilhak etmeye çalışıyor. Bu durum, sadece Budapeşte Anlaşması’nın değil aynı zamanda Rusya’nın Sovyetlerin mirasçısı olarak Güvenlik Konseyi üyesi kalmasını da geçersiz kılacaktır. Eğer Rusya Kırım’ı ilhak ederse, söz konusu AGIK kararına göre ABD, Fransa ve İngiltere’nin Rusya’ya müdahale etmesi gerekir. Rusya, Budapeşte Anlaşması’nı ihlal etmektedir ve Güvenlik Konseyi üyeliği de zaten geçersizdir.

Rusya’nın Güvenlik Konseyi üyeliğinin yeniden tartışmaya açılması gerekir. Aksi halde, Kırım’da doğan Birleşmiş Milletler Teşkilatı, yine Kırım’da ölecektir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director