Ortadoğu Savaşa Hazır!

ABD ve Batı’nın Ortadoğu hedefleri açıktı: Önce Suriye’yi ve ardından oluşan Kürt İttifakı’nın da yardımıyla İran’ı ve Şii ittifakını çökertmek. İsrail’in en büyük korkusu da ilan edilmişti: İran’ın 2013 Yaz mevsimine girmeden Nükleer Silah Sahibi olması.

Ancak, Irak ve Afganistan’da olduğu gibi ABD ve Batı’nın planları istenildiği gibi gitmiyor. Neredeyse iki yılını dolduracak Suriye isyanında beklenen hedeflere ulaşılamadı. Kış mevsiminde Şam’daki direnişin kırılacağı düşünülürken, Esad yönetimi askeri gücünü korudu ve birçok isyan merkezini ele geçirdi. Bu başarıda şüphesiz ki, (daha önce Lübnan’da olduğu gibi) İran özel kuvvetlerinin de önemli bir payı var. Suriyeli Muhalifler, birçok cephede Suriye askerleri ile birlikte İran özel kuvvetleri ile de mücadele ediyor. Gerçi Suriyeli Muhalifler de NATO ülkelerinin özel kuvvetleri ile birlikte savaşıyor.

Kısacası ortada hala Batı ve Doğu bloku arasında adı konulmamış bir gizli savaş yaşanıyor. Rusya’nın öncülük ettiği bu savaşta İran ve Suriye ile birlikte Irak Şii Yönetimi de aynı taraftalar. Rusya’nın bugünlerde İran ve Suriye konusundaki tavrını netleştirmesi, Ortadoğu’daki beklentileri tamamen altüst etmiş durumda. Rusya ne İran’a müdahale edilmesini istiyor, ne de Suriye’de Esad rejiminden vazgeçiyor. Dolayısıyla Ortadoğu’da yollar tıkanmış durumda.

Bu tıkanıklık ortamında, ABD ve NATO’nun hedeflerini gerçekleştirecek muhtemel iki gelişme var.

Bunlardan birincisi: Netanyahu’nun bugün ilan ettiği seçim zaferinin ardından İsrail’in İran’a büyük bir hava saldırısı gerçekleştirmesi. Buna karşılık da İran’ın içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu bütün bölge ülkelerindeki ABD hedeflerine özellikle uzun menzilli füzelerle saldırması. Bu sebeple, Patriotların sadece Suriye için konuşlandırılmadığını da iyi düşünmemiz gerekiyor.

Birinci gelişmeyi destekleyecek veya bağımsız olarak ortaya çıkacak ikinci ihtimal ise, Irak ve İran’daki Kürtlerin isyana sürüklenmesi. Bu ihtimalin gündeme gelmesi için en önemli ön şart ise Türkiye ile PKK arasındaki anlaşmazlığın giderilmesi. Çünkü ABD’nin, Suriye, Irak ve İran’daki hedeflerine ulaşabilmesi için PKK’ya büyük ihtiyacı var.

Türkiye ile PKK arasındaki uzlaşma çabalarının diğer önemli bir ortağı da şüphesiz ki Barzani. Talabani devre dışı kaldığı (ya da bırakıldığı) için bölgedeki ABD yanlısı bu üç kuvvetin bir araya getirilmesi gerekiyor. Bunun da en güzel yollarından biri, bölücü örgüte federasyon sözü verilmesi ve Kuzey Irak petrollerinin bu üç kuvvet arasında paylaşımı.

Ancak daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi, Türkiye’nin gözardı ettiği en önemli husus Suriye’nin parçalanmasını takiben, söz konusu Irak petrollerinin Suriye üzerinden Akdeniz’e taşınacak olması ve Türkiye’nin devre dışı bırakılarak Birleşik Kürt Devleti’nin güçlendirilmesi.

Türkiye, bir NATO ülkesi olarak gerçekten büyük bir çıkmaz sokağın içerisinde. Bu tıkanıklığın muhtemelen 2013 içerisinde büyük bir Ortadoğu Savaşı ile sonuçlanacağını ve bundan özellikle bölge ülkelerinin büyük yara alacağını söylemek büyük bir kehanet olmaz. Umarız başka gelişmeler olur ve Türkiye bu çıkmazdan kurtulur.

Her iki senaryoda da, ABD ve Batı olaya hep dışarıdan destek verdikleri için büyük bir yara almayacaklar. Özellikle ABD, Irak ve Afganistan’da olduğu gibi artık savaşın merkezinde yer almayacak. Böyle bir ihtimalde, savaşanlar her iki tarafta da ne yazık ki yine sadece Müslümanlar olacak.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director