Yüz Ülkede BeşYüz Milyonun Gözü Türklerde!

Dünya’da 1950’li yıllardan itibaren hem kültürel hem de siyasal olarak bir Amerikan rüzgârı esmişti. Amerika Birleşik Devletleri, bir yandan Siyasi ve Teknolojik olarak Avrupa, Ortadoğu ve Asya’ya yayılırken bir yandan da kültürel olarak geniş bir etkinlik alanı kuruyordu. ABD’nin Kültürel egemenliğinin en önemli unsuru Hollywood filmleriydi. Amerikan filmleri ve çizgi romanlarının Türkiye gibi ülkelerde girmediği ev kalmamıştı.

Şimdilerde, Hollywood’dan sonra dünyada ikinci sıraya yerleşen yeni bir akım var: Türk Dizileri. Yaklaşık 100 ülkeye yayılan Türk Dizileri 500 milyona yakın bir seyirciyi ekran başına topluyor. Geçtiğimiz yıl, “Sırbistan’da önemli bir liderin eşini kaçıranların Muhteşem Yüzyıl dizisini izlerken yakalandığını” okuduğumda epey ilgimi çekmişti. Bugün, Balkanlarda, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinde, Ortadoğu’da ve Arap ülkelerinde, hatta Kuzey Afrika’dan başlayarak Sudan’a kadar çok geniş bir coğrafyada Türkler izleniyor.

Bu durum aslında bir başka gerçeği daha gözler önüne seriyor. Bütün bu alan, aslında tarihte Türklerin egemenlik kurduğu topraklar. Buralarda yaşayan insanların bir şekilde tarihlerine, eski kültürlerine büyük bir merakı ve ilgisi var. Aynı şekilde, sahip oldukları gelenekler, inançlar ve duygular, birbirine çok yakın. Bu toplumlar, seyrettikleri dizilerde kendilerine ait pek çok şeyler buluyor.

İşin ilginç yanı, sadece eski Türk etkinlik coğrafyası değil, Güney Amerika’da bile Türk dizileri ve kültürü büyük ilgi görüyor. Örneğin, pembe dizileri ile ünlü Brezilya’da Türk dizileri büyük bir etkinlik alanı oluşturmuş. Bu ilginin diğer Güney Amerika ülkelerine de hızla yayıldığı belirtiliyor.

Bu başarıda, Türk kültürünü, geleneklerini ve duygularını ekrana yansıtan genç Türk neslinin çok büyük bir payı var. Kendi alanlarında bütün yeni teknolojileri tanıyan, ustalıkla kullanan, dil ve iletişim yeteneği güçlü, kendisini çok iyi yetiştirmiş girişimci Türk Gençliği, bu üstün başarının mimarları. Bunlar aynı zamanda, büyüyen Türk Soft Power’ının öncüleri.

Son 5 yıldır yükselen bu gücün dayandığı Kültür Coğrafyası, gelecek yıllarda daha da güçlenecek. Çünkü sadece Dil birliğine değil, tarih, inanç, duygu ve gelenek birliğine dayanan bu toplumlar farkında olmadan ortak bir Kültür Alanı oluşturuyor. Bu aynı zamanda, Batının kültür emperyalizmine ve sömürgeciliğine karşı da bir isyan niteliği taşıyor.

Türkiye’nin bu yükselen gücünün farkında olması çok önemlidir. Türk Devleti ve Türkiye’yi yönetenler işleri daima ehline vermeli, popüler ve yandaş olanı değil, yetenekli ve dürüst olanı desteklemelidir. Batı hayranlığına veya cehalete dayalı Popüler Kültür, sömürgeciliğin ve emperyalizmin en önemli unsurudur.

Aklını kullanan, sorgulayan, yenilenen, birleştiren, kültürel empati ve iletişim gücünü geliştiren, dünyaya açılan ve kendisine çizilen sınırları aşan ve daima ileriye bakan Türk Gençliği, hem Türk milletine hem de büyük Türk Etkinlik Coğrafyasına büyük hizmetler verecektir. Birinci Dünya Savaşı’nı takiben Milli Mücadele ruhuyla, bütün mazlum milletlere ve İslam dünyasına öncülük eden de yine Türkler olmuştu. Günümüz Kültür ve Teknoloji savaşına da öncülük edecek, savaşan, ezilen ve birbirlerine düşman edilen toplumları birleştirecek olan da yine Türkler olacaktır.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director