Son günlerde Suriye sınırımızda tehlikeli provokasyonlar yapılıyor. İki Suriye uçağının sınır ihlali yapması ve Irak El Kaidesi’nin Süleyman Şah türbesine ve Türkiye’ye yönelik saldırıları önemli ipuçları veriyor. El Kaide (ISIL) konusunun detayına geçmeden önce sınırdaki uçuş ihlalinin gözden kaçan ayrıntılarına bakalım.
Suriye sınırımızda uçuş yapan iki Suriye uçağı da herkesin bildiği gibi Rus yapımı MIG 23 uçaklarıdır. Bu uçaklar -burada teknik ayrıntısına girmeden ifade edelim ki- pek çok üstünlüklere ve manevra kabiliyetlerine sahiptir. Söz konusu iki uçak “Kol Uçuşu” denilen bir görev nedeniyle Türkiye sınırını gözlemlemek ve fotoğraf çekmek amacıyla uçuş gerçekleştirmiştir. Muhtemelen bunlardan birisi tespit, diğeri koruma görevi üstlenmiştir. Ancak burada şunu özellikle ifade edelim ki, son yıllardaki ikili uçuş görevlerinde Rus pilotlar da görev almaktadır. Nitekim Türk Hava Kuvvetleri’nin uyarısını dikkate alıp kaçan ikinci uçak kuvvetle muhtemeldir ki Rus pilot tarafından kullanılmıştır. Buna karşılık, uyarıyı dikkate almayıp sınır ihlalini sürdüren ve düşürülen uçağın pilotu ise Suriyeli Arap’tır.
Daha önceki yazılarımızda konuyu dile getirmiştik ama yeniden ifade edelim ki; Irak El Kaide Örgütü tamamen Rus istihbaratının emrindedir. ABD’nin Irak işgalinden bu yana, Orta Sünni Irak’a yerleşmiş ve Amerikan çıkarlarına karşı eylemler gerçekleştirmiştir. Suriye iç savaşında güçlenen Al Nusra Cephesi, El Kaide fikrine dayanmakla birlikte Rus istihbaratının kontrolü dışında ayrı bir gruptur. Bu durum Rusları rahatsız ettiği için, Irak El Kaidesi, yani Irak Şam İslam Devleti Örgütü, Al Nusra’ya karşı cephe almış ve düşman ilan etmiştir. Al Nusra daha önceki yazılarımızda detaylarını bulacağınız gibi Golan merkezli farklı bir İslamcı gruptur ve sadece Rusları ve Esad yönetimini değil, İsrail’i de endişelendiren bir güce ulaşmıştır.
Son aylarda, Rusların kontrolündeki Irak El Kaidesi Suriye’de önemli cepheler ele geçirmiş durumdadır. Aynen Suriyeli Kürtler gibi Irak El Kaidesi de aslında gizli olarak Esad Yönetimini güçlendirmeye yönelik bir planın parçasıdır. Çünkü El Kaide bahanesiyle, dünya ve bölge kamuoyu tekrar Esad yönetimini meşru görmeye başlamıştır. Nitekim son günlerde ISIL, ele geçirdiği bazı noktaları Esad ordusuna teslim etmekten geri durmamıştır.
Rus istihbaratının kontrolündeki Irak El Kaidesi, son günlerde iki önemli provokasyon yapmıştır. Türkiye’nin merkez illerine kadar silahlı militan gönderen ve Türk güvenlik mensuplarını şehit eden Silahlı İslamcı grubun, Irak El Kaidesi olduğuna inanıyoruz. Bu grubun diğer provokasyonu ise, Suriye’deki Süleyman Şah türbesine yönelik tehdididir. Örgüt, sonunda başarısız olacağını ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden iyi bir karşılık alacağını bilse de bu konudaki tehdidini sürdürmektedir. Örgütün bu şekilde Türkiye’ye bulaşmaya çalışması, bölgede sınırlı bir çatışmayı gündeme getirecek ve dünya kamuoyunun dikkatleri de Kırım ve Ukrayna’dan uzaklaşıp yeniden bu bölgeye kayacaktır. Bu psikolojik ve askeri planlama tamamen Rusya’nın çıkarlarına uygun yürümektedir. Rusya, aynen DHKP-C de olduğu gibi taşaron örgütlerle Türkiye’deki istikrarsızlığın devamını istemektedir. Hem Suriye’de hem de Türkiye’de PKK terör örgütünün yeni gizli müttefiki Rusya’dır. Türkiye’nin parçalanması, Rusya’nın bölgedeki en büyük başarısı olacak, Irak ve İran müttefikleri ile Türkiye arasında bir tampon bölge oluşacaktır.
Gelecek yazımızda, Amerika’nın Kürtleri Hispanikler ile PKK Terör Örgütü arasındaki ilişkiyi ve Rus istihbaratının bu konudaki rolünü ortaya koymaya çalışacağız.
