TÜRKİYE’NİN GÜNEYİNDE İRAN KORİDORU

Hepimiz Irak ve Suriye’yi Arap ülkesi olarak biliriz ancak gerçek hiç de böyle değil. İslam Dünyası ve Ortadoğu’daki Mezhep taassubu o kadar ileri düzeydedir ki, milliyet duygusundan daha önce gelir.

Irak, Baas ve Saddam döneminde bir Arap ülkesiydi fakat Kerbela ve Necef gibi Şiilerce kutsal kabul edilen en önemli mekanların yurdu olması sebebiyle Mezhep bağlılığı yüzlerce yıl hiç eksilmeden devam etti. Bu sebeple, Şiiliğin asıl vatanı Irak olmasına rağmen, Humeyni ile birlikte Şii Siyasal İslamcılığın merkezi ve temsilcisi İran oldu. Aslında, Şii Siyasal İslam fikrinin asıl sahibi Iraklı Sadr Ailesi idi. Ayetullah Muhammed Bakır Sadr, Felsefemiz (Felsefetuna), Ekonomimiz (İktisaduna), Toplumumuz (Muctemiuna) ve Mesajımız (Risaletuna) isimli eserleriyle Velayeti Fakih, yani bir bakıma Hilafet düşüncesinin kurusucuydu. İran’da Humeyni’yi destekledi ve İran İslam Devrimi’ne önemli katkısı oldu. Aynı aileden Musa Sadr sonraki yıllarda Lübnan Şiilerinin lideri oldu, Muktada Sadr ise şimdi Irak’daki Arap Şiilerin lideri durumunda.

Burada yıllardır çok yanlış bilinen bir konu var: Muhammed Bakır Sadr, Muktada Sadr ve Musa Sadr mezhep çatışmalarına karşıydılar ve Sünni kesimi düşmanlaştırmaya çalışmadılar. Hatta Humeyni bile ilk yıllarında Hanefilik ile aynı fıkıh temeline dayandıklarını ifade etmiş ve Sünniler ile barış ortamı yaratmak için Şiilerin ezanındaki Hz Ömer’e Lanet sözlerinin okunmasını engellemişti. Humeyni’nin Türkiye’ye sürgün edilmesi ve ardından Fransa’da korunması bir NATO planıydı. İran ve Irak’ı savaştırmak suretiyle her iki büyük askeri gücü de tasfiye etmeyi ve ardından Ortadoğu ve İran petrollerini yönetecek bir ortam kurmayı amaçlayan ABD ve İngiltere ta o yıllarda Büyük Ortadoğu projesini başlatmışlardı. Aynı yıllarda Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi ile birlikte IV. Rich Almanya ve Sovyetlerin çöküşünü takiben de Rusya oyuna katılmış ve bölge bugüne kadar gelen siyasi ve askeri bir kaosa sürüklenmişti. Putin, Fars milliyetçiliğine dayanan İran Şii Siyasal İslamcıları ile ittifak kurarken, Almanya da 1993’te İran’ın bütün istihbarat kurumlarını ve bölgedeki Hizbullah yapılanmalarını yeniden inşa etmişti.

Günümüzde Irak yine Şiilerin kabesi durumundadır fakat Fars milliyetçiliği Şii Siyasal İslam fikrinin arkasına saklanarak Irak, Suriye, Lübnan boyunca siyasi ve askeri varlığını pekiştirmiştir. Lübnan’daki Şii Emel Hareketi’nin lideri Musa Sadr öldürülmüş ve Lübnan üzerinde Suriye Nusayri Şiiliği ile İran Hizbullah’ı kesin hakimiyet kurmuştur. Irak’ta Sistani ABD ile uzlaşırken, Muktada Sadr’ın İran egemenliğine karşı yürüttüğü mücadale de amacına ulaşamamıştır. Suriye’de ise nüfusun % 80’ini oluşturan Sünni Arap çoğunluk, % 12’lik Nusayri yönetimininin iktidarına son verememiş ve bugünkü duruma gelinmiştir. Şimdi İran, Irak, Suriye ve Lübnan’daki en önemli siyasal ve askeri güç durumundadır. Rusya’yı Suriye’ye getiren de esasen (Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani’nin çabasıyla) İran’dır.

ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı Koalisyonu, Suudi Arabistan ve Emirlikleri kullanmak suretiyle Suriye’yi İran etkisinden kurtarmak için uzun zamandır büyük çaba içerisinde. Arap Birliği, Suriye’yi tekrar gruba almak için can atıyor ve kesenin ağzını açmaya da hazır durumda. Buna karşılık İran, dün Reisi’nin yaptığı ziyaretle bu girişimlere de son noktayı koydu ve Suriye yönetimi ile bir dizi anlaşmalar imzaladı. Beşşar Essad ise, Arap ülkelerine “İran konusunda taviz vermeyeceğini” açık ve net bir şekilde ilan etti.

Artık durum net ve açıktır. İran, Irak, Suriye ve Lübnan’da en etkin güç durumuna gelmiştir ve bu durum Obama’dan sonraki ABD yönetimlerinin ve İngiltere’nin son yüzyıldaki en büyük hatalarından biridir.

İran tek bir füze ile 5 atom bombasını atacak teknolojiye sadece bir adım uzaktadır ve bu sadece İsrail için değil bütün bölge için yeni yüzyılın en büyük felaketi olacaktır. Tabii İsrail erken davranarak İran’a bir nükleer müdahalede bulunmaz ise…

Türkiye’nin Suriye yönetimi ile uzlaşma hayali kurduğu şu günlerde bizim ne yapmamız gerektiğini siz düşünün…

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director