OrtaDoğu’da Petrol Savaşı

Irak’ta, Irak Şam İslam Devleti Musul’u ele geçirdi. Bu durum, bölge için son derece önemli bir durum. Fakat Irak ve Suriye’de hangi örgütün arkasında hangi devlet var, oldukça karmaşık. Şu anda neler olduğunu ve neler olabileceğini görmek için bazı konuları yeniden hatırlatalım.

Irak Şam İslam Devleti örgütü, Suriye’de El Nusra Cephesi’nin güçlenmesinden sonra bir anda ortaya çıktı. El Nusra Cephesi, Golan, Kunaytra ve Şam’ın Doğu Mahallelerinde kurulmuş, kısa zamanda bütün Suriye’nin en güçlü örgütü haline gelmişti. El Nusra Cephesi’nin yükselişi birçok ülkeyi rahatsız etti. İsrail, en stratejik bölgesi olan Golan ve Kunaytra’da bir İslamcı örgütün güçlenmesini istemedi. MOSSAD’ın manipülasyonları ile Şam’daki Kimyasal Silah Saldırısına bulaştırıldı. El Nusra Cephesi, kuzeyde PKK terör örgütüne karşı da büyük mücadele verdi. PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz’e uzanan bir Kürt Koridoru oluşturmasına engel oldu. Bu durum, son yıllarda büyük bir hevesle Kürt Devletine destek veren Rusya’nın çıkarlarına aykırıydı. Nitekim, Rus Gizli Servisi’nin operasyonları ile 2003 Irak işgalinden sonra ABD’ye karşı örgütlenmiş Sünni Arap Gruplar harekete geçirildi.

Geçmişe kısa bir göz atarsak, ABD işgaline karşı “Devlet” örgütü adı altında mücadele eden Sünni Araplar özellikle Al Anbar’dan yönetiliyordu. ABD’nin Irak’tan çekilme kararı alması üzerine, Örgüt lideri Abu Musa’b Zarkavi –kanaatimce Rus istihbaratının yardımıyla- 2006 Temmuz ayında öldürüldü. Çünkü Rusya’nın Irak’taki asıl müttefiki Maliki yönetimini güçlendirmesi gerekiyordu. Nitekim de öyle oldu, El Kaide sessizliğe gömüldü. Bir süre sonra, meşhur Ebu Gureyb hapishanesindeki El Kaideli liderlerden Ebu Bekir El Bağdadi, -herhalde birilerinin yardımıyla olsa gerek- bir şekilde hapishaneden kaçmayı başardı! Ebu Bekir El Bağdadi Irak El Kaide’sinin yeni lideri oldu ve ardından yaklaşık bine yakın El Kaide yanlısı militan 2013 yazında hapishanelerden serbest bırakılıp, Irak El Kaidesine katıldılar. Irak El Kaide örgütünün amacı, Orta Irak’ta bir Sünni İslam Devleti kurmaktı. Nusra Cephesi, Suriye’de ilerleme kaydedince bölgenin liderliğine soyunan Irak El Kaide lideri, Nusra Cephesi liderini biat etmeye çağırdı. Golani, Bağdadi’nin bu isteğine uymadı ve aralarında çatışma başladı. ABD’nin baskısıyla Türkiye de Nusra’ya olan desteğini azaltınca Irak İslam Devleti (El Kaide) Suriye’de yeni bir askeri güç haline geldi. İsmini değiştirdi ve Irak Suriye İslam Devleti adını aldı.

Şimdi bölgede taşları yerinden oynatan yine Rusya oldu. Suriye’de sıkışan Rusya, Ukrayna hamlesi ile dikkatleri Ortadoğu’dan uzaklaştırmıştı. Şimdi, Ukrayna’da sıkışınca dikkatleri yeniden Ortadoğu’ya yönlendirdi. Şimdi bölgede Rus Gizli Servisi iki önemli örgütü savaşa hazırlıyor: Irak El Kaidesi ve PKK Terör Örgütü. Rusya’nın Irak Şii Maliki Yönetimini de desteklediğini iyi hatırlayalım ve ISHID’in güçlenmesine ve Musul’u bile ele geçirmesine niçin göz yumduğunu daha iyi anlayalım.

Ortadoğu savaşında terör örgütleri birer taşaron. Temel hedef Ortadoğu Petrolü ve özellikle Musul (Orta Irak) petrol kaynaklarının nasıl pazarlanacağı meselesi. Irak Şam İslam Devleti’nin öncelikle Orta Irak’taki petrol bölgelerinde etkin olmaya çalışıyor. Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin Barzani yönetimi ile son Petrol Kaçakçılığı Hamlesi geçen hafta büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu konudaki diğer yazılarımızı okuyabilirsiniz. Irak Maliki Yönetimi, Kerkük Yumurtalık petrol boru hattını gözden çıkardı. Şimdi, Orta Irak Petrollerinin Akdeniz’e nasıl ulaştırılacağının hesapları yapılıyor. Bölgede, zaten daha önce kurulmuş ve atıl durumda olan petrol boru hatları var. Bunların bir çıkışı Suriye’nin Lazkiye bölgesi, ikincisi Lübnan’ın Trablus bölgesi, üçüncüsü ise İsrail.

İsrail, kendi topraklarından Akdeniz’e ulaşan boru hattının devreye sokulması için adeta can atıyor. Bu yüzden Ortadoğu savaşının arkasındaki destekçilerden birisi de bu ülke. İsrail’in baskıları sonucunda, -Esad yönetimini devirmesi mümkün olan- El Nusra Cephesi önce ABD’nin, geçtiğimiz hafta da Türkiye’nin terör listesine alındı. Türkiye kamuoyu ise, bir yandan İsrail ve Batı medyası, bir yandan da Rus Gizli Servisi’nce desteklenen sol medya tarafından iyi yönlendirildi.

Şimdi bölgede, Türkiye’nin çıkarlarına uygun hiçbir Silahlı grup kalmadı. Hizbullah, İran, Suriye, Irak Maliki Yönetimi ve Rusya aynı cephedeler. İsrail, bir süre Barzani yönetimini destekledi ancak Türkiye ile Yumurtalık üzerinden petrol satışına başlayınca bu desteğini geri çekti.

Çok karmaşık bir durum ve konuyu daha fazla detaylandırmadan gelecek hakkında bazı tahminlerde bulunalım. İsrail, Orta Irak petrollerinin Kudüs üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılması için bölgedeki sınırların netleştirilmesini düşünür. Orta Irak petrollerinin kontrolünün eskiden istediği gibi Barzani Kürt yönetiminde kalmasını fakat Suriye üzerinden Kudüs’e uzanan boru hatlarının kullanılmasını arzu eder. ISHID ve PKK kimin için savaştıklarını bilmeden kendilerini savaşın ortasında bulurlar. PKK’nın savaşı İran tarafına da sıçratması hem ABD’nin hem de İsrail’in işine gelir. Bu arada İsrail, bir yolunu bulup İran Nükleer Tesislerini vurur. Orta Irak’ta bir Sünni Arap Federasyonu kurulması, Rusya’nın çıkarlarına uygun olur, ama Maliki yönetimi ile anlaşmak şartıyla.

Gelişmeler en çok hangi ülkenin çıkarlarına zarar verir, tabii ki Türkiye’nin. Musul, Telefer, Tuzhurmatu, Kerkük Türkmenleri darmadağın olur. Kerkük Yumurtalık boru hatları bombalanır ve işlemez hale gelir, çünkü Türkiye’den başka hiç kimsenin işine yaramayacaktır. PKK, Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de terör estirir. Türkiye Barzani bölgesini de kontrol edecek şekilde Ortadoğu Savaşı’na sokulabilir. Sonunda, Osmanlı gibi Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Birleşik Kürt Federasyonlarının hamisi oluruz.

Türkiye’yi yönetenler bu kadarını düşünüyor mu dersiniz? Yoksa Osmanlı politikası güdenlerin de hayali bu mu acaba?

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director