Libya ABD Elçisini Türkler mi Öldürdü?

Amazon Prime’de biraz geç de olsa “13 Hours: The Secret Soldiers of Benghazi” 13 Saat: Bingazi’nin Gizli Askerleri isimli sinema filmini izledim. Film Türkiye’de gösterime sunulmadı ancak, Amazon Prime ile birlikte Türk seyircisi de artık izleyebiliyor.

Filmi gösterime sunulduğu 2016’da izlemiş olsaydık,  Filmde anlatılan olayların yüzde yüz gerçeği yansıttığını sanabilirdik. Aynen Türkiye’deki Rus Elçisi’ni FETÖ Terör Örgütü’nün ve dolayısıyla CIA’nın öldürdüğünü, olayın gerçekleştiği tarihte söyleyemeyeceğimiz gibi. Ama şu bir gerçek ki, filmlerle efsane haline getirilen CIA’nın tarihinde yüzlerce kirli oyunun döndürüldüğünü uzmanlar iyi bilirler.

13 Saat filminin konusu kısaca, “Libya’daki iç savaş sürecinde ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin Bingazi’de bulunduğu sırada isyancılar tarafından öldürülmesi ve buradaki ABD Konsolosluğu ile CIA İstasyonu’nun 6 Kahraman (!) CIA muhafızı tarafından korunmasını” konu alıyor. Olay 12 Eylül 2012’de vuku buldu.

Tabiatıyla filmin uluslararası ilişkiler ve bölge stratejisi açısından en önemli olan kısmı ise; Bingazi’deki isyancı önderlerinden birinin çok açık bir şekilde üzerinde Türk bayrağı bulunan bir tişört giymesi. Durum böyle olunca, filmde verilen mesajın adresi de belli oluyor. 50 milyon dolarlık bütçe ile hazırlanan uzun metrajlı filmin finansörü CIA, Ortadoğu’daki asıl muhatabının Türkiye olduğunu gösteriyor. Sovyetlerin yıkılışı ve İran İslam Devrimi öncesinde, Büyük OrtaDoğu’da İslamcı grupları destekleyen ABD ve CIA, 1989’dan sonra bu kez İslamcı grupları düşman göstermeye başlamıştı. O günlerde filizlenen El Kaide ve en son kurgulanan Daiş Terör Örgütleri de bu düşmanlığın sahneye çıkartılan oyuncuları oldu.

1990-2010 arasında Fas ve Tunus’tan Mısır ve Türkiye’ye kadar Siyasal İslamcı gruplara açık destek veren Soros ve CIA, 2011 Arap Baharı ile birlikte bu Siyasal İslamcı grupları da düşman belirleyip, -daha önce Soros’un 2 Milyar dolar yardım yaptığı- Mursi’yi askeri darbe ile devirirken, Türkiye’deki AKP iktidarını da FETÖ marifetiyle ve yine askeri bir darbe ile ortadan kaldırma girişiminde bulundu.

Bütün makale ve yazılarımda, ABD’nin Tehditle Varolma Stratejisi yürüttüğünü hep ısrarla vurgularım. ABD, nihayetinde yoketmek istediği bütün hedefleri önce destekleyip tehdidi büyütür, ardından da bu tehdidi yoketmek üzere gelip bölgeye yerleşir. Saddam, CIA ile Kahire’de yaptığı 6 görüşmenin ardından Humeyni’ye karşı savaşmak üzere iktidara taşındı. İran – Irak Savaşı sona erince de Saddam tasfiye edildi. Libya’da da Kaddafi Batı ülkeleri ve ABD ile işbirliği yaparak iktidarda kalmak için çok çırpındı ama 20 Ekim 2011’de kendi halkına linç ettirildi.

Bu kadarlık kısa özet ve örnek yeterli sanırım.

13 Saat filminde siyasi hedef gösterilen Türkiye, ABD ve CIA tarafından Siyasal İslamcıların en önemli dış destekçisi olarak gösterildi. Türkiye’nin Libya’da önemli bir siyasi varlığı vardı ancak bu Bingazi’de değil, Trablus ve Misrata bölgesinde idi. Bingazi ise, uluslar arası petrol şirketlerinin Kaddafi sonrasında göz diktiği bir egemenlik sahasıydı. Afrika sömürgeciliği konusunda deneyimli olan Fransa ve bölgeye yerleşmek için can atan Rusya da bu şirketlerin en büyük siyasi ortağı durumundaydı. Nitekim Filmde anlatılan olayın üzerinden yıllar geçti, Fransa, Rusya ve Petrol şirketleri Bingazi’ye konuşlandılar ve petrol zengini Doğu Libya’yı işgal ettiler. Türkiye, FETÖ Terör Örgütü’nün belini kırdıktan sonradır ki oyuna dahil oldu ve Trablus ile Misrata’daki siyasi ve askeri varlığını pekiştirip, çok akıllı ve stratejik bir adımla Deniz Sahası Paylaşım Anlaşması’nı hayata geçirdi.

Bazen olaylar üzerindeki sisin dağılması ve gerçeğin anlaşılması için yılların geçmesi gerekir. Önemli olan sisli havada düşmanı görebilmektir ve bu da Strateji gerektirir. Strateji üretmek içinse çok iyi saha bilgisi ve tecrübesi gerekir. Şimdi tek kelime Arapça bilmeden, bölgedeki ülkelere turistik bir gezi bile yapmamış uzmanların, kendileri gibi cahil sunucularla her meseleden konuştukları günümüzde strateji üretmek çok zor.

Tekrar filmden söz edecek olursak, Bingazi’deki savunmaya önderlik eden 6 CIA elemanının başarısı inkar edilemez. Zaten film de bu 6 kişinin anısına yapılmış ve inanıyorum ki Petraeus ve Panetta dönemindeki kirli işleri temizlemek için işbaşına getirilen Brennan tarafından finanse edilmiş. Brennan’ın CIA’nın -işkence ve suikastlerle dolu- kirli çamaşırlarının çoğunu kapattığını unutmayalım bu da bu çabalardan biri sayılır. Zaten filmin anısına yapıldığı ve birinin çatışmalarda öldüğü Elemanların hepsi bu olaydan sonra CIA’dan istifa edip kenara çekildiler.

Bu konuyla ilişkili birkaç tavsiye:

CIA’nın İşkence Merkezleri ve ve CIA Direktörü Brennan hakkında “The Report” filmini de izleyin.

Son Gara Operasyonu konusundaki tartışmalar ve Medya Uzmanları için Kıymetli Prof. Esat Aslan’ın Gara Operasyonu yazısını okuyun. 

Libya konusunda Mustafa Kemal’in Bingazi günlerini ayrıntılarıyla anlatan KÖSÜ Mustafa Kemal: OrtaDoğu: Bir Askeri İstihbarat Teşkilatı Romanı isimli çalışmama da göz atın.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director