Irak ve Suriye Kasım 2014!

ABD’nin kurduğu Sünni Koalisyona rağmen Irak ve Suriye’de işler yoluna girmedi. Türkiye’nin içinde olmadığı bir bölgesel koalisyonun tam bir başarı sağlamayacağı açıktı. ABD, Türkiye’nin sunduğu silahsız kuzey koridoru ve güvenli hava sahası önerisine hala yaklaşmıyor. Hatta bu konuda Türkiye’nin haklılığına inanan Hagel bile sonunda istifa etmek durumunda kaldı.

ABD, Türkiye ile uzlaşmak yerine Barzani egemenliğini Suriye’nin kuzeyine de yayma peşinde. Kendi politikasından taviz vermeden, İncirlik üssünü operasyonlarda kullanmak istiyor. Sadece İŞİD ve Radikal İslamcı Grupları tehlike olarak algılayan ABD, Esad yönetiminin sivilleri hedef alan varil bombalı saldırılarını görmezden geliyor. Bu durum, Ortadoğu konusunda ABD ile Rusya arasında gizli bir anlaşma olduğu ihtimalini daha da güçlendiriyor. Nitekim Rusya, ılımlı muhalifler ile Esad yönetimini uzlaştırmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bir süre sonra, ılımlı muhalifler ile Esad yönetimi arasında bir uzlaşma açıklanırsa şaşırmayalım. Muhtemelen, Esad yönetiminin kalması şartıyla bazı ılımlı Sünni grupların hükümete girmesine yeşil ışık yakılacak ve Suriye’de önümüzdeki yıl içinde genel seçimlere gidilecek.

Netanyahu yönetimi, Suriye’de İslamcı bir iktidar görmek istemiyor ve bu yüzden Esad yönetiminin kalması için çalışıyor. Hagel’in istifasında ve yeni Savunma Bakanı’nın muhtemelen Cumhuriyetçi şahinlerden seçilecek olmasında İsrail’in büyük etkisi var.

ABD’nin bu politikası da Suriye sorununa kalıcı bir çözüm getirmeyecek. Esad yönetimi ile uzlaştırılması düşünülen Sünni grupların toplum tabanında fazla bir karşılığı yok. Buna karşılık, Ahraru Şam ve Nusra Cephesi, gittikçe daha geniş bir taban oluşturuyor. Rusya’nın uzlaştırma planı başarıya ulaşırsa, Radikal İslamcı Gruplar arasında da bir birlik oluşabilir. Bu durum, çok daha büyük çapta çatışmalara yol açacak.

Hizbullah, Esad yönetimine verdiği militan desteği yüzünden oldukça zor durumda. İç savaşın başlamasından bu yana Suriye’deki iç çatışmalarda 4 bin civarında Hizbullah militanının öldürüldüğü belirtiliyor. Afganistan ve İran’dan getirilen ve Esad yönetiminin üniformaları ile savaşan Şii militanlar da Suriye’de önemli kayıplar verdiler. Şii grupların verdikleri kayıpların, aileler arasında büyük huzursuzluklara yol açtığı kaydediliyor. Bu yüzden, Rusya ve İran, Suriye’de Esad yönetimini uzlaşmaya yönlendiriyor.

Irak’ta İŞİD’in ilerleyişi devam ediyor. Peşmerge ve Şii İttifakının Beyci ve Jalula’daki başarıları henüz sağlam bir zemine oturmadı. Bu bölgelerdeki çatışmalar devam ediyor. Bağdat için hazırlık yapan İŞİD, son olarak Kerkük yakınındaki bazı Kürt köylerine saldırılar düzenledi. PKK Terör Örgütü militanları ile desteklenen Peşmerge, güneyde ele geçirilen bazı şehirleri de Kürdistan’a katma düşüncesinde. Bu yüzden Irak Şii yönetimi ile Peşmerge arasındaki huzursuzluk devam ediyor. Peşmerge her başarının ardından ele geçirilen yerlere bayrak asıp, egemenliğini ilan etmek istiyor. Irak Şii yönetimi ise Kürtlerin kendi hâkimiyet alanlarına da yönelmesine karşı çıkıyor.

Kobani olarak ünlenen AynulArab’da çatışmalar belirli bir düzeyde devam ediyor. Ne İŞİD’in ne de PKK PYD Terör ittifakının önemli bir başarısı gözlenmiyor. Yeni Savunma Bakanı’nın göreve başlamasını takiben ABD’nin tam olarak ne yapmak istediği de biraz netleşecek.

ABD ve Rusya’nın bölgeye yönelik stratejilerinin bir noktada birleşebileceğini söylemek kehanet olmayacak. Gelecekte, Suriye ve Irak Şii Yönetimleri çevresindeki ittifaklar ile Radikal İslamcı Gruplar arasındaki çatışmaların hızlanacağını söyleyebiliriz.

Her ne kadar ABD, bu planlarının doğru olduğuna inansa da, sonuçta bölgedeki Rusya İran Şia ittifakının ve Kürdistan oluşumunun güçleneceği son derece açık. ABD, Barzani’yi desteklemeye devam etse de, gelecekte İslamcı ve Marksist Kürtler ile Barzani arasında da gerginlikler başlayacak.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director