İran Saldırısı Danışıklı Dövüşe Benziyor!

ABD ile İran arasında yıllardır süren gerginlik ve dolaylı çatışma artık doğrudan çatışma alanına evrilmiş durumda. Bu aşamada, ABD ve İran’ın hedeflerinin arka planını kısaca özetlemekte fayda var.

ABD bildiğimiz gibi Afganistan’ın ardından Irak’a, yani Ortadoğu’nun petrol merkezine yerleşmeyi amaçladı. Ancak 2003 işgalinin ardından binlerce askerini kaybetti, askerlerinin çoğunu geri çekti ve şimdi de Taşeron örgütlerle savaşını sürdürüyor. Ancak ABD’nin bölgedeki yerleşimi çok da rahat değil.

Suriye’de PKK Terör Örgütü ile yaptığı ortaklığın ciddi bir Petrol hedefi yok. Çünkü Suriye petrolü ancak terör örgütünün giderlerini karşılayacak cinsten. Asıl mesele Irak ve Körfez Petrolü. ABD yönetimini yönlendiren büyük petrol şeflerinin hedefi Ortadoğu’dan Akdeniz’e ulaşacak boru hatları ile Körfez petrolünü daha ucuz, daha güvenli ve daha kısa yoldan Avrupa pazarına ulaştırmak. Çünkü, Ortadoğu petrolünün çıkış noktası olan Basra Körfezi eskiden buyana İran’ın siyasi ve askeri baskısı altında.

Her neyse bu konuyu atlayarak doğrudan gündemi yorumlayalım:

İran, uzun yıllardan beri Ortadoğu Şii bölgelerine yayılma peşindeydi ve bunun Askeri Yönetimi, Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani tarafından yürütülüyordu. Son yıllarda İran etkisi hem Suriye hem de Irak’ta tahmin edilemeyecek kadar arttı ve bu durum hem ABD, hem Körfez, hem de İsrail’in güvenliğini ve bölge politikasını tehlikeye sokmaya başladı. ABD ve İsrail, uzun bir süre Sünni – Şii gerilimini desteklemiş ve karşılıklı tahribatın artırılmasından çıkar sağlamışlardı. Ancak artık Ortadoğu’daki Sünni güç yerini Rusya – İran ve Şii egemenliğine bırakmaya başladı.

İşte bu yüzden ABD ve İsrail, İran’ın Ortadoğu Askeri Yönetimi’ni tasfiye etti.

Kasım Süleymani, yardımcısı ve Haşdi Şaabi’nin gerçek yöneticisi Ebu Mühendis ve bölgedeki diğer Hizbullah liderleri Şiiler için sınır ötesi kahramanları. Bu durum, özellikle Farsi Şiileri derinden etkiledi. İran, hem siyasi ve askeri nüfuzunu korumak, hem de ülke içindeki intikam beklentisini bertaraf etmek için gece ABD’nin Irak’taki iki askeri üssüne 22 (Karadan Karaya) Balistik füze fırlattı.

Konunun detaylarına girmeden ifade edelim. İran yönetimi, Süleymani’nin ölümü ile büyük bir yara almasına karşın savaştan ve gerginlikten yana değil. Bu yüzden füzeler sadece uçakların kalkış pistlerini vurdu. Muhtemelen büyük bir can kaybı yoktur. Zaten Press TV önce 80 ABD’linin öldüğüne ilişkin bir Irak kaynağını zikretti ancak hemen ardından ölü sayısını teyid edemediklerini açıkladı. İran yönetimi de intikamlarını aldıklarını ve gerginliği daha da artırmak niyetinde olmadıklarını bildirdi.

Önce Hamaney, sonra Trump’ın açıklamaları tansiyonun düzeyini ortaya koyacaktır. Önemli bir can kaybı olmadığı sürece, sadece söz dalaşı sürecek gibi görünüyor.

Aslında işin gerçeği İran saldırıdan önce Irak Şii Yönetimini bilgilendirmiş. Muhtemelen Kuveyt’e de haber verdiği belirtiliyor. ABD’nin bunu bilmemesi imkansız. Olay tamamen danışıklı dövüşe benziyor. Zaten İran için önemli olan, Dini Yönetimin ayakta kalması, Süleymani’den daha önemli.

Durumun özeti bu sayılır. Ayrıntıları ve Güncel Özel Haberleri Twitter kanalımızdan takip edebilirsiniz.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director