Dün, Ortadoğu’nun kilit ülkesi Ürdün’de bir Darbe Girişimi ortaya çıkarıldı. Kral II. Abdullah’ı tahttan indirmeyi hedefleyen darbenin arkasında Haşimi ailesinden bazı kişiler de var. Başa getirilmek istenen kişi Kral Hüseyin’in 4. Eşi Kraliçe Nur’un oğlu Hamza. Hamza daha önce Veliaht olduğu için üvey kardeşi Kral II. Abdullah ile anlaşamıyordu. Kral Hüseyin ölüm döşeğinde yerine Abdullah’ı seçmişti.
Bununla birlikte darbeyi asıl planlayanlar, Ortadoğu’daki yeni İsrail Cephesi. Bu cephenin en önemli ortakları Suudi Arabistan Valiaht Prensi Salman ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bu ortaklığın da temelinde aslında petrol var. Suud ve Emirlik petrolünün Ürdün ve İsrail üzerinden Akdeniz’e taşınması planlanıyor. Ürdün Kralı II. Abdullah, İsrail ile yakınlaşma girişimlerine direniyor. Babası Kral Hüseyin’in Mossad tarafından öldürüldüğüne inanıyor. En son olarak, Kral II. Abdullah, Netanyahu’nun Ürdün üzerinden Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapacağı bir seyahati engellemişti. Netanyahu, Emirlik Kralı Zayed ve Suudi Veliahtı Salman ile çok yakın işbirliği içerisinde.
Darbe girişiminin bürokratik lideri Kraliyet Mahkemesi Eski Başkanı Bassem Awadallah. Eski Maliye bakanı Bassem, İsrailliler için arazi satın almakla suçlanmış ve görevden uzaklaştırılmıştı. Bassem burada Salman ile yakın ilişkiler kurdu ve Salman’ın Neom şehir projesine ortak oldu. Bassem, Salman’ın gayretleriyle Emirlik Kralı Zayed ile de yakın ilişkiler kurdu. İsrail ile Zayed ve Salman arasındaki ilişki ağında en önemli kişi Bassem Awadallah idi.
Darbe girişimine Haşimi ailesinden alt düzeyde çok kişinin de ismi karıştı. Bunlar arasında İstihbarat şefleri ve bazı Haşimi Kabile liderleri de var. Amman’da darbe girişiminin ortaya çıkmasının ardından çok sayıda Suudi vatandaşı da tutuklandı. Suudi Kralı, suçluluk psikolojisi ile birbiri ardına açıklamalarda bulundu ve Kral Abdullah’a desteğini dile getirdi.
Darbe girişimi, Ürdün İstihbaratı içerisinde etkin olan Çerkezler tarafından ortaya çıkarıldı. Birinci dünya savaşından daha önce bölgeye yerleşen Çerkezler, özellikle Kral Hüseyin döneminde Ürdün İstihbaratı’nın en önemli mevkilerine getirildi. Kral Hüseyin, Türkleri ve Çerkezleri çok sever ve güvenirdi. Kral II. Abdullah, babasının ölümünde Mossad’ın parmağı olduğuna inanıyor. Sarayda babasının emaneti olan Türk ve Çerkezlere büyük güven duyuyor.
Olayın perde arkası kısaca bu şekilde. Suriye ve Libya’da olduğu gibi Ürdün’de de Teşkilatı Mahsusa’nın varisleri hala etkin durumda. Yeni nesil İstihbaratçıların bunu çözmesi imkansız.
