Putin & Kadirov İŞİD Koridoru

İŞİD konusunda, Türk ve Dünya kamuoyunun bilmesi gereken bir hususu dile getirmek istiyoruz.

İŞİD Projesi’nin niçin, ne zaman ve kimler tarafından kurulduğuna ilişkin pek çok yazılar yazdık. İŞİD Projesinin kuruluş aşamasında ABD, Rusya, İngiltere ve İsrail Gizli Servisleri ile birlikte Suriye ve İran (özellikle Kudüs Gücü) Askeri İstihbarat birimlerinin önemli bir yardımlaşması söz konusuydu. Suriye’de İslamcı Muhalefetin iktidarı ele geçirmesini önlemek ve Esad yönetimini meşrulaştırmak için planlanan Yeni Radikal Tehdit (İŞİD) için pek çok kanaldan militan derlendi. Suriye ve Irak hapishanelerindeki El Kaide mensupları bir anda serbest bırakıldılar. Şam ve Beyrut havaalanlarına dünyanın her yanından radikal İslamcı savaşçılar gelmeye başladılar. 2009-2012 yılları arasında İŞİD’e katılan militanların büyük çoğunluğu bu havaalanlarını ve Şam – Beyrut karayolunu kullanıyordu. General Hüseyin Ali Kemal yönetimindeki Suriye Askeri İstihbaratı’nın Zabadani Karargâhı, bu transit geçişlerin kolaylaştırılmasında önemli bir rol üstlendi.

İŞİD Projesi’nin Rusya için en önemli faydalarından birisi Rusya içerisindeki ve özellikle Kafkasya’daki radikal İslamcıların Cihat için bu bölgeye yönlendirilmesi ve burada tasfiye edilmesiydi. Putin bu konudaki kilit görevi, Çeçenistan’daki sırdaşı Kadirov’a havale etti. Kafkasya ve Asya’da bulunan radikal İslamcıların önemli bir bölümü derinliğine din eğitimi almamış, basit değer yargılarıyla radikalleşmiş cahil gençlerdi. Kadirov, hem Rusya içerisinden hem de OrtaAsya, Çin, Uzak Doğu ve Endonezya gibi ülkelerden gelecek radikaller için bir Koridor oluşturdu. Bu konuda Ermenistan Askeri İstihbaratı ve İran OrtaDoğu sorumlusu Kasım Süleyman ile de işbirliği içerisinde Gizli Güzergâhlar oluşturdular. Bu ülkelerden gelen Radikal Militanlar, Kadirov’un İŞİD koridorunu kullanarak Rakka ve Musul’a ulaştılar. Bu koridor hala çok sıkı bir şekilde işliyor. Kafkas kökenli cahil militanlar, kendi kerametleriyle Rakka ve Musul’a yol bulduklarına inanıyorlar.

Türkiye, Ortadoğu konusunda başından beri ABD ile takiben de Rusya ile ters düşmesi sebebiyle öncelikli hedeflerden biri haline getirildi. Bir yandan Türkiye’nin kurmayı hedeflediği Güvenli Bölge Alanı (Azez – Cerablus) Kafkas kökenli militanlar tarafından ölesiye savunulurken, Türkiye’de gerçekleştirilen terör eylemlerinde de Kadirov koridorundan geçmiş militanlar önemli görevler üstlendiler.

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin düzelmesi öncelikle her iki ülkenin ekonomilerine ve DoğalGaz stratejilerine büyük yarar sağlayacak. Buna karşılık, Rusya ve İran, Irak, Suriye Şii yönetimleri ile Türkiye’nin siyasal çıkarlarının uzlaştırılması konusunda hala büyük sorunlar var. PKK Terör Örgütü’ne karşı Türkiye ile bölge ülkeleri arasında çıkar birliği olsa da Rusya’nın ABD ve İsrail ile yaptığı gizli anlaşmalar ve paylaşımlar hala bilinmiyor. Rusya, bir noktada sadece kendi çıkarlarını gözeterek kendi müttefiklerini bile yarı yolda bırakabilir. Bununla birlikte, Putin’in çevresindeki Türk kökenli üst düzey bürokrat ve askerler, bir uzlaşma zemini yaratabilirler.

Dolayısıyla Türkiye, Terörle Mücadelede hem yalnız, hem de hiç kimsenin beklemediği kadar büyük bir başarıya sahip.

Bu arada Kazakistanlı dostlarımıza da bir hatırlatma yapalım. Kazakistan yönetimini devirmek için büyük çaba harcayan Putin’in, Kadirov markalı İŞİD militanlarına çok dikkat etsinler.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director