Bana Değmeyen FETÖ …

Terör ve Fetö Mücadelesi sadece bir siyasi görüşün mücadelesi değildir. Bu mücadele, 40 yıldır damarlarına kadar işleyen bir virüsten kurtulmaya çalışan Devletin Mücadelesidir. Bu yüzden hangi siyasi görüşten olursak olalım, AKP, MHP, CHP veya diğerleri bu konudaki duyarlılık herkesin önceliği olmalıdır.

Şu anda Fetö Terör Örgütü’ne karşı, birçok siyasi görüşten (Sağ, Sol, Milliyetçi, Ülkücü, Dindar, Sosyalist) vatanperver arkadaşımız birçok noktada canla başla mücadele sürdürmektedir. Güvenlik ve Adalet Kurumlarımız bu konuda çok yoğun bir çalışma içindedir. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki Yeni Kadro, Elektronik ve Teknik Verilerle Örgütü adeta içten çökertmiştir. Sönmez Köksal dönemi ile birlikte Teşkilatın tarihindeki en büyük başarıdır. CIA ve NATO istihbarat kuruluşları şaşkınlık içine düşmüştür.

Ancak örgütü tanımayan, örgütle hiç muhatap olmamış, sadece basın ve sosyal medya yoluyla duydukları kadar bilgi sahibi olan Sade Vatandaş düzeyinde hala düşünceler karıştırılmaya çalışılmaktadır.

Fetulla Terör Örgütü, yurt dışında ve içinde büyük bir Psikolojik Mücadele yürütmektedir. ABD, Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika, Güney Afrika, Ürdün, Endonezya ve daha birçok ülkede kurulan Mücadele ekipleri, özellikle Sosyal Medya ve Web Siteleri kanalıyla sürekli yalan haber yaymakta ve birbiriyle yardımlaşan, birçoğunun tasarımları ve haber metinleri bile benzer şekilde huzursuzluk oluşturacak konular üretmektedir. Bu birimlerin başında Örgütün yurt dışına kaçmış militanları yine dolgun maaşlarla adeta günlük mesai yürütmektedir.

Tutuklu bulunanlar, özellikle hapishanelerde örgütlenmek ve karar birliği etmek suretiyle İNKÂR ve İFTİRA kampanyalarına başlamıştır. Davalardaki Tanıklara karşı Mahkeme önlerinde sözlü sataşmalar, psikolojik baskılar yapmak suretiyle hala kendilerine verilen talimatlar çerçevesinde Örgütlü mücadele sürdürülmektedir. Kimisi kendini kurtarmak, bir kısmı da davaları amacından saptırmak amacıyla İtirafçılık yolunu seçmiş ancak verilen bazı bilgilerle Kördüğüm oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Son kalan Ablaların ve Abilerin çırpınışları da bir işe yaramayacak ve Örgüt mensupları en az 10 yıldan başlayan cezalarla mensubiyet inatçılıklarının bedelini ödeyeceklerdir ve asıl çöküş de işte o zaman olacaktır. Adalet Teşkilatı, geceleri geç saatlere kadar duruşmaları sürdürmekte ve davaların bir an önce sonuçlanması için büyük güç sarfetmektedir. Birçok kentimizde davalar sonuçlanmaya başlamış, birçoğu da Adli tatilden önce sonuçlandırılmaya çalışılacaktır.

ABD, NATO ve ALMANYA, bütün istihbarat kurumları ile Fetö Terör Örgütü’nü koruma ve kurtarma gayretindedir ve her türlü mali ve teknolojik desteği sunmaktadır. Patronları bu ülkelerden beslenen bazı Ulusal Gazete ve Medya Kuruluşları, Örgüt tarafından yürütülen Psikolojik Mücadeleyi yurt içinde halk tabanına ulaştırmak suretiyle belki de Terör Örgütünden daha fazla Hizmet yürütmektedir.

Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti günü, CIA’nın gayrı resmi yayın organı olan Washington Post’ta Örgüt Elebaşısı Fetulla’nın makalesinin yayınlanması şu anki yurt dışı desteğinin özeti sayılır. Bu yüzden, gerçeği vahametiyle kavramak için fazla söze gerek yoktur.

Örgüt Başı tarafından dile getirilen hususların Kripto Elemanlar vasıtasıyla Ulusal ortamlara taşınması ve hele de Sosyal Demokratların bu oyuna gelerek bu iddiaların sözcülüğüne soyunması büyük bir bilgisizlik örneğidir. Daha önce Rahmetli Ecevit’i bile kandıran Örgüt şimdi Kılıçdaroğlu’nu kıskaca almak üzeredir.

40 yıldır geçmiş bütün Devlet yönetimlerini, Başbakan ve Cumhurbaşkanlarını aldatan ve atlatan örgüte karşı Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir mücadelenin başlatılmış olması büyük bir şanstır. Bu şansın iyi kullanılmasında hem İktidarın hem de Muhalefetin büyük sorumluluğu vardır. Örgütün yaymaya çalıştığı Güvensizlik Psikolojisi ve Bazı Siyasilerin Kollandığı algısı 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkileyecek en önemli faktördür.

Bu örgütün Dini ve Milliyeti yoktur. Ergenekon ve Balyoz Davaları sırasında neredeyse 10 yıla yakın nasıl deliller ürettiklerini, psikolojik mücadele ile zihinleri karıştırdıklarını, birçok VatanSever Subaylarımızı intihara sürüklediklerini, yüzlercesinin istikbalini zehir ettiklerini lütfen hatırlayalım. Devlet bu davaları sonuçlandırmış ve gerçekler ortaya çıkmıştır.

Örgüt Mensupları bu Çöküş sürecinin tersine döneceğini hiç beklemesin. Bu konuda öncelikle Dindar Toplumun bu Cemaate bakışı kökten değişmiştir. Bunu kimse geri çeviremez ve bu örgüt bir daha asla taban bulamaz. Siyasal temeli % 70’i bulan Sağ Partilerin tabanınca yapılan % 51’lik destek bu Mücadelenin sürmesine verilen bir destektir. Dindar Toplum diyoruz çünkü bir kez Fetulla’yı dinlememiş, taraftarlarıyla konuşmamış, sohbetlerine katılmamış, yanılıp yardımda bulunmamış, çocuklarını dershanelerinde, okullarında okutmamış kişilerin Örgütle ilgili hangi tespiti tam olabilir? Bu yüzden Sosyal Demokratların bu mücadelede Örgütü umutlandıracak siyasi tartışma ve muhalefet oyunlarından uzak durmaları gerekir. Terörle Mücadele siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.

Geçen akşam Nedim Şener arkadaşımızın bir televizyon kanalında da çok güzel ifade ettiği gibi “Bu Örgüt normal bir Cemaat, bir Dini veya Siyasi Örgüt değildir, ikiyüzlü, merhametsiz ve yüssüz ayrı bir ıktır”. Aynen Daiş Terör Örgütü gibi Zihinleri kararmış, sadece bir noktaya bakan ve bir tek yere inanıp, bir tek merkezden yönetilen, KESİN İNANÇLILIK VE KESİN İTAAT temeline dayalı bir Tarikat örgütlenmesidir.

En az Üç Nesli zehirlemiş ve hala Büyük Bir Milleti zehirlemek için çırpınıp duran bu örgüte karşı, “Bana Değmeyen Fetö…” deyip de duyarsız kalmak büyük bir sorumluluktur. Sonradan Vicdani bir sorumluluk duymamak için, siyasi görüşünüz ne olursa olsun Lütfen Bu Örgütle Mücadeleye destek veriniz.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director