Site icon ManazNet

Yeşil Kuşak’tan Rus Ortodoks Kuşağı’na

1950’li yıllardan bu yana İslam Dünyasını, Rusya ve Çin’e karşı örgütleyen ABD’nin ikinci Yeşil Kuşak denemesi başarısızlıkla sonuçlandı. ABD, NATO’NUN Yeşil Kuşak felsefesini İslamcı Kuşak yanılgısına çevirince, bölgedeki bütün geleneksel destekçilerini ve müttefiklerini de harcadı ve kaybetti.

Şimdi bölgede, Türkiye için de çok önemli olan yeni bir tehlike gelişiyor: Rus Kuşağı. Bu konuya özellikle dikkat çekmek ve bazı konuları aydınlatmak çok yararlı olacaktır. Yeni Rus Kuşağı’nın önemli gelişmeleri olarak şunları özellikle hatırda tutmak gerekiyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, Yeşil Kuşak felsefesinin iflas etmesiyle birlikte Türkiye’nin çevresi hızla bir Rus Kuşağı’na dönüşüyor. Rusya ile ticari ilişkilerimiz gelişirken, siyasi ve askeri ilişkilerimiz tam bir mizah konusu. Türkiye’yi bu noktada çok da ciddiye almadıklarını, son Moskova ziyaretinde çok iyi görmüş olduk. Bu sonuçsuz ziyaretin sıcağı geçmeden, -belki de Rus danışmanlığı çerçevesinde- Mısır’ın Türk Büyükelçisini sınır dışı etmesi hiç de sürpriz olmadı. Rus Kuşağı, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İran, Irak, Suriye ve Mısır ile adeta çevremizi tamamen kuşatmış durumda.

 Rusya’nın, -bir yandan Esad yönetimini de rahatlatmak için- Suriye’deki Kürt ayrılıkçıları desteklemesinin ve PKK’nın Kandil güçleri ile yakınlaşmasının önümüzdeki en tehlikeli yönelim olduğunu görüyoruz. Buna karşılık, ABD yanlısı Barzani ile yakınlaşmak ucuz bir dış politika serüveni olmaktan fazla bir yarar sağlamayacak. Aksine, bir Kürt-Arap hesaplaşmasına doğru giden Ortadoğu’da Arapları da karşımıza almamıza yol açacak. Bölgede Arap Milliyetçiliğinin de güçlenmesiyle birlikte, Suriye’de destek verdiğimiz binlerce Silahlı İslamcı Militan bizim kucağımızda kalacak. Bölge patlamaya hazır bir bomba gibi ve fitilin nereden ateşleneceğini artık görmemiz gerekiyor.

Bütün bu sebeplerden dolayı, Türkiye’nin hızla aklını başına toplaması ve milli bir politikaya yönelmesi hayati bir önem taşıyor.

Exit mobile version