Site icon ManazNet

Sayın Dr. Devlet Bahçeli’ye Açık Mektup

Bir toplumsal lidere neden açık mektup yazılır? Birincisi, çevresindekiler normal yollardan bu mektubu ulaştırmazlar; İkincisi, yazdıklarınızda sadece o toplumsal liderin değil, o toplumsal hareketin ve mensuplarıyla birlikte kamuoyunun da bilmesi gereken hususları belirtebilirsiniz. Bu Açık Mektup işte bu sebeple yazılmıştır…

-Özellikle Gençler için hatırlatmak gerekir ki:- Türkiye’de Osmanlı döneminden itibaren tarihsel olarak üç ana siyasal çizgi vardır ve bugüne kadar genel hatlarıyla pek de değişmemiştir. Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu üç ana siyasal hareketi akılcı bir çizgide birleştirmiş ve bu Türk devletini kurmuştur. Atatürk’ün vefatıyla birlikte bu siyasal hareketler yeniden canlanmış ve yapılan siyasal hatalar sebebiyle toplum yeniden ayrışmıştır. CHP, Atatürk’ün Milli Bağımsızlık ve Aydınlanma Felsefesini sürdürememiş, İkinci Dünya Savaşı’nı takiben Türkiye’yi Amerikan emperyalizminin ekonomik ve kültürel hegemonyasına teslim edecek ilk tavizleri ve adımları atmıştır. Bu dönemden sonra, ABD’nin bölgedeki bir uydusu haline gelen Türkiye, biraz da uluslararası ve bölgesel dengelerin bir neticesi olarak NATO’nun Doğu ve Ortadoğu’ya komşu en büyük askeri gücü haline getirilmiştir. Soğuk Savaş döneminin siyasal entrikaları, ABD’nin doğrudan veya dolaylı etkileriyle önce Menderes’i iktidar yapmış, O bir tehdit haline gelince de 1960 yılından başlayarak düzenli Askeri Darbeler dönemi başlamıştır. Son Askeri Darbe 12 Eylül, Afganistan ve İran’ın Sovyetlerin egemenlik alanına girmesi sebebiyle Türkiye’yi kurtarmak amacıyla yapılmıştır. ABD bu dönemden sonra, Yeşil Kuşak projesinin bir devamı olarak Milli ve Ulusalcı hareketleri şiddetle bastırmış ve İslamcı hareketlerin önünü açmıştır. Afganistan’a Mücahit yetiştirmek ve İran’ın Şii Siyasal İslamcılığına karşı Sünni Siyasal İslamcılığı güçlendirmek amacıyla Sünni cemaatlere, tarikatlara ve siyasal partilere destek vermiştir. Ne yazık ki, Atatürk’ün kurduğu Türk Silahlı Kuvvetleri de NATO’nun sadık bir üyesi olarak bu stratejilere bilerek veya bilmeyerek hizmet etmiştir.

Afganistan’ın işgalden kurtarılmasını takiben Sovyetler Birliği dağılınca ABD, tek kutuplu bir dünya yaratma hevesiyle İran’a karşı Körfez ülkelerini örgütlemiş, Ortadoğu’da Libya, Suriye, Yemen ve benzeri gibi Doğu Bloku destekçisi son direniş noktalarını ele geçirmek için Büyük Ortadoğu projesini devreye sokmuştur. Büyük Ortadoğu Projesi, eski Yeşil Kuşak projesinin bir devamı niteliğinde, yine bir NATO operasyonu olarak devreye sokulmuş, Fas’tan OrtaAsya’ya kadar uzanan Müslüman Petrol Coğrafyası’na yerleşme planı olarak tanımlanmıştır. Önce Afganistan ve Irak işgalleriyle bizzat ABD tarafından yürütülen Askeri Operasyonlar, büyük askeri ve ekonomik kayıplar sebebiyle Obama döneminde askıya alınmış ve Siyasi Operasyonlara dönüştürülmüştür. Operasyonların arkasında her zaman Petrol Sermayesi vardır ve Körfez-Soros İşbirliği 2000’li yıllardan itibaren Ortadoğu coğrafyasında Müslüman Kardeşler örgütünü yeni baş oyuncusu olarak belirlemiştir. Birbiri ardına neredeyse birçoğu aynı isimle anılan siyasal partiler kurdurulmuş, eski müttefikler Arap Baharı denilen teknoloji destekli psikolojik operasyonlarla yıkılarak yerlerine Müslüman Kardeşlerin temsilcileri oturtulmuştur.

ABD ve Batı’nın emperyalist hedeflerine ulaşmak için On yıldan fazladır sürdürdüğü politikalarda bugün yeni bir döneme girilmiştir. Buraya kadar yaptığımız tarihsel girişten sonra güncel stratejik tespitleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Sayın Dr. Devlet Bahçeli,

Artık herkesin malumu olan ve gençlerimiz için bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüğümüz bu tehlikeli ortamda en büyük sorumluluk ve görev size düşmektedir. Toplumsal hareketlere öncülük edenlerin, -bugün en acı örneklerini gördüğümüz gibi- çevrelerindeki yakın destekçiler ve alkışçılar yüzünden bazı hususları ve hataları göremedikleri bir gerçektir.  Dikkate almanız ve araştırmanız dileğiyle aşağıdaki bazı önemli hususları, özellikle kendisini hiçbir aşırı siyasal gruba yakın görmeyen kararsız yeni neslin aydınlanması ve kamuoyunun da bilmesi açısından şöyle sıralayabiliriz:

Sayın Dr. Devlet Bahçeli;

Bu tarihsel sorumluluk içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi’nde yeni bir şeyler yapmalısınız:

Sayın Dr. Devlet Bahçeli,

Şahsınız ve bazı Parti sözcülerinin toplumu sürekli bilgilendirme gayretine karşın, “Ekabir” olarak nitelendirilebilecek bir çok eski MHP’linin olayları sadece geriden izlemekle ve sizin bulunduğunuz Parti toplantılarına katılmakla yetindiği gözlenmektedir. MHP yöneticilerinin gösterdiği canlılık ve dinamizmin, öncelikle partili milletvekillerince gösterilmesi gerektiği beklenmektedir. Sadece seçim dönemlerinde seçildikleri illeri ziyaret eden kişilerin, toplum tabanında son derece sevimsiz göründüklerinin ve toplumsal harekete bakışı da etkilediğinin bilinmesi gerekir. Bu sebeple, seçilecek kişilerin öncelikle bölgesinde bilinen, yerel teşkilatlarca sevilen ve önerilen kişilerden belirlenmesinin, siyasal hareketinizin başarısını en azından ikiye katlayabileceğini mutlaka ama mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.

 Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin belki de en önemli bu tarihsel döneminde en büyük sorumluluk size ve temsil ettiğiniz toplumsal harekete düşmektedir. Etnik ve dinsel mensubiyetine, hangi cemaate, tarikata inandığına, bugün kimin peşinden gittiğine, sağcı veya solcu olduğuna bakmaksızın toplumun genelini kucaklayan projeler ve stratejiler üretirseniz, biliniz ki bu toplum da inancını ve siyasal düşüncesini bir yana bırakıp sizin hareketinizi kucaklayacaktır.

Biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerleriyle yaşaması için başka şansı da kalmamıştır.

Exit mobile version