Radikalizm Bir İdeoloji Değil, Bir Tavırdır!

Paris’teki intihar bombacılarından ikisinin önceleri esrar kullandığı ve din ile de hiç ilgisinin bulunmadığı açıklandı. Hâlbuki pek çoğumuz bir ideolojideki radikalizmin o öğretideki en üst nokta olduğunu kabul ederiz. Aslında aşırı dindarlık veya aşırı dinsizlik bir ideolojik duruştan ziyade psikolojik bir tavırdır. Bu yüzden her iki aşırılık arasında ince bir geçiş zarı vardır. Aynen Saatin 12 ile 01 kadranı arasındaki yakınlık gibi.

Aşırılıklar karşılıklı olarak birbirini besler. İnsanlar karşı görüşe duydukları kin ve nefret duygusuyla radikalleşir. Karşı görüşten uzaklık ve empatisizlik onu anlamaktan ziyade yok etmek gerektiğini söyler. Doğru veya Yanlış, Siyah veya Beyaz gibi iki kural ile yaşayan insanlar daha kolay radikalizme kayabilirken, Çoklu İhtimaller ve Ara Renkleri kabul edenler orta noktadan fazla uzaklaşmazlar.

“Radikalizmin Cehalet ile eş orantılı olduğu” şeklinde bir başka yanlış varsayımımız vardır. Çok Cahil bir insan gibi Çok Bilgili bir insan da Radikal olabilir. Örneğin, bizim yaptığımız araştırmalarda Matematik ve Fen Bilimlerine eğilimli kişilerde ara renkler ve ihtimaller azdır. Radikal Gruplar üzerindeki çalışmalarımızda bu grupların liderlerinin çoğunlukla Mühendis, Doktor gibi fen bilimleri eğitimleri olduğunu gördük. Fen Bilimlerinde yüzde yüz deney ve tecrübeyi kabul eden insanlar Metafizik konularda sorgusuz sualsiz mantık dışı bir inancı kabul edebilirler. Hangi dinden olursa olsun, mucizelere tereddütsüz inanır, Cennete gideceği umuduyla intihar eylemleri gerçekleştirebilir. Sosyal Bilimler ve Edebiyat gibi alanlara eğilimli olanlar ara renkler ve ihtimalleri kabul ettikleri için katı ve kesin inançlı olamazlar. Müziğin bütün ara nağmelerini barındıran şarkıları dinleyenler, Basit notalarla kurulmuş bir müzik tarzını tekrar tekrar dinleyenlerden farklıdır. İnsanlar marşlar ve ilahiler ile bir noktaya odaklanırken çok renkli ve ahenkli müzikler ile birden fazla duygu noktalarını fark edebilirler.

Duygusallık, nefret, kızgınlık, kin gibi duygular, Orta Aklın alanı ve ürünü iken, Kesin İnançlar Üst Akıl’da belirginleşir ve kemikleşir, Çünkü İnancın alanı Üst Akıldır. Bireysel ve sosyal alanda yaşanılan üzüntüler, kızgınlıklar, çözümsüzlükler, üst akıldaki kesin inancı sürekli besler. Dünyada çaresizlik ve baskı altında yaşamış, sosyal hayatta aşağılanmış ve istikrarlı bir mutluluk ortamı yakalamamış insanlar için Metafizik alan ve Cennet bir kurtuluştur.

Radikalizm baskı, zorbalık veya öldürme ile çözümlenemez. Radikalizmin oluşumu uzun yıllara dayanan ihmaller ve eğitim eksikliklerine dayandığı gibi, onunla mücadele etmek te yine zaman alacak düşünsel ve sosyal tedbirlerle mümkündür. Nitekim İslam düşüncesindeki “Nefis Terbiyesi” aşırılıklardan uzak durmayı öğütleyen Psikolojik bir Eğitim yöntemidir.

Bir başka yanılgımız, Radikalistlerin sadece acımasız silahlı militanlar ve gruplar olduğunu varsaymamızdır. Buna karşılık Emperyalizm de bir Kurumsal Radikalizmdir. Kendi inanç ve çıkarları için birkaç kişiyi değil, yüzbinlerce kişiyi acımasızca öldürebilir. Bu yüzden, Devletleri yöneten liderler ve gruplar da Radikal olabilir. Ağır silahlar, füzeler ve nükleer silahlar ile donanmış Devlet Yönetimleri, bireysel radikallerden daha tehlikelidir.

Devletlerin ve onu yönetenlerin görevi radikalizm ile savaşarak değil, eğitimle, sosyal ve bilimsel yöntemlerle mücadele etmektir. Ancak, günümüz devletlerini yönetenlerin birçoğu bireysel radikaller kadar radikal ve suçludur. İnsan olarak aralarındaki tek fark oturdukları koltuktur.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director