PKK – PYD Suriye Uyuşturucu ve Kaçakçılık Ağı

Geçmişte Asya’dan Afrika ve Avrupa’ya uzanan Uyuşturucu kaçakçılığının en önemli merkezi olan Suriye, şimdi tekrar aynı özelliğini kazanıyor. Hafız ve Beşşar Esad dönemlerinde, Suriye İstihbarat Teşkilatı Muhaberat ve teşkilatın üst düzey generallerinin yönettiği Uyuşturucu ve Kaçakçılık Ağı, Beyrut, Rum Kesimi, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaşıyordu. Özellikle Afganistan’da üretilen uyuşturucular, İran’ın güney doğusundaki (Sünni Bölge) Zahedan üzerinde Orta İran’a kadar taşınıyor ve burada PJAK tarafından devralındıktan sonra İran – Irak sınırlarındaki PKK Kontrol noktalarında PKK Terör Örgütü’ne teslim ediliyordu.

PKK Terör Örgütü, bu uyuşturucuların az bir kısmını Türkiye (Van, Hakkari) üzerinden, çok önemli bir kısmını ise Kuzey Irak, Sincar, Haseki üzerinden Suriye’ye taşıyor, buradan birincisi Afrin, Lazkiye, Tartus limanlarından Rum Kesimi’ne, ikincisi Deyrozor, Şam, Beyrut üzerinden Rum Kesimi, Yunanistan ve İtalya koridorunu kullanarak Avrupa’ya taşıyordu. Deyrozor üzerinden geçen uyuşturucuların diğer bir koridoru ise Güney Suriye, Ürdün, Mısır üzerinden Afrika’ya ulaşıyordu. Bu dönemde, Rejim ile yakın işbirliği içerisindeki büyük Kürt aileler en önemli aracılar durumundaydı ve taşıdıkları mal karşılığında Muhaberat generallerine büyük paylar veriyorlardı.

Arap Baharı sonrasında Suriye koridorunda bazı değişiklikler oldu. Türkiye’nin Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Operasyonları sonrasında Kuzey Suriye Uyuşturucu ve Kaçakçılık Koridoru tamamen kapandı. Cerablus, Azez, Afrin ve Idlib’in Sünni Muhaliflerin kontrolüne girmesiyle bu bölgeden kaçakçılık yapılamaz oldu. Ayrıca, Son 10 Yılda, Türkiye’nin İran, Irak ve Suriye sınırlarındaki Güvenlik önlemlerini artırması, Duvarlar ve Kontrol Kuleleri kurması ve PKK Terör Örgütüne karşı etkili mücadele yürütmesi, Türkiye üzerinden geçen trafiği neredeyse tamamen sona erdirdi.

Fırat’ın Doğusu’nun ABD desteğinde PKK – PYD tarafından işgalinin ardından, Eski Kaçakçılık ve Uyuşturucu Koridoru Deyrozor üzerinden yapılmaya başlandı. Bölgesel haber kaynaklarına da yansıyan haberlere göre, daha önce Essad Rejimine yakın olan Rami Mahluf ailesi, şimdilerde PKK – PYD Komutanları ile işbirliği halinde çalışıyor. Bu aileden Zekeriya, Yahya, Nasr ve Bassam Abdullah el-Muaz kardeşler tam bir Uyuşturucu Mafyası oluşturmuş durumdalar. (Not: Arapça “Suriye’nin Sesi” Nida Suriye Haber Ajansı tarafından da bugün yayınlanan bu isimlere ait Haber, bir saat içerisinde Ajans sayfalarından kaldırıldı).

Mafya’nın kontrol ettiği Kaçakçılık Ağı, sadece Uyuşturucu ile sınırlı değil. Petrol ve Irak – Suriye işgalleri sırasında yerel güçlerce yağmalanmış Tarihi Eserler de, bu kaçakçılık koridorundan taşınıyor. Yine bu hafta açık kaynaklara yansıyan bir habere göre; Halep ve Palmira bölgesinde arkeolojik çalışmalar yapan İranlı bir kuruluşun, tarihi eserleri çaldığı anlaşıldı. Bilindiği gibi, Irak İşgali sırasında Bağdat ve Musul’daki müzelerde ve ülkeye yayılmış Saddam Saraylarında saklanan Tarihi Eserler, Pentagon Özel Birlikleri tarafından helikopterler ile ABD üslerine ve oradan da ABD’ye taşınmıştı. Takiben Daiş Terör Örgütü’nün işgalleri sırasında da geride kalan eserler ve külçe altınlar da bir süre sonra yine ABD Özel Birliklerince ele geçirilmişti. Bölgedeki zengin kaçakçılık ve uyuşturucu gelirleri şimdilerde PKK – PYD Komutanlarını zengin etmeye başladı. PKK – PYD ile işbirliği içinde çalışan Kaçakçılık ve Uyuşturucu Mafyası aynı zamanda, Bölgesel ve Yerel Meclisler içerisinde de önemli görevlere ve imtayazlara sahipler. Özellikle Kamışlı ve Kobani gibi tamamen PKK – PYD kontrolündeki kentlerde, Uyuşturucu Hap İmali için laboratuarlar kurulduğu da gelen haberler arasında.

Pentagon, işgal altındaki Fırat’ın Doğusunda gelişen bu Uyuşturucu ve Kaçakçılık Ağından bir şekilde haberdar olmalı ancak Amerika Birleşik Devletleri’ni ve Ordusunu vergileriyle besleyen Amerikan Toplumu muhtemeldir ki bu kirli ilişkilerden tamamen habersiz.

Ek Not 1: Afganistan – İran – Irak – Suriye – Lübnan Uyuşturucu Koridoru’nda en son önemli bir olay 2 Temmuz 2019 tarihinde yaşanda. Suriye’nin başkenti Şam’ın kuzeyinde ve Hizbullah’ın etkin olduğu Bekaa (Baalbek) Vadisi’nin Suriye tarafında yer alan Flitah’ta Uyuşturucu gelirlerinin paylaşımı konusunda Essed Savunma Güçleri ile Hizbullah arasında silahlı çatışmalar yaşandı. Hizbullah komutanı Hasan Merciyyun ölürken, birçok asker de yaralandı. Hizbullah olay sonrası bölgenin en önemli kaçakçılık merkezi olan Zebadani vadisine Lübnan’dan askeri yığınaklar yaptı.

Ek Not 2: 4 Temmuz 2019 tarihinde, Suriye’nin Deyrozor kentinin Zitan kasabasında, bir Uyuşturucu kaçakçısından elde edilen 4 milyon Suriye lirasının paylaşımı sırasında PKK teröristleri arasında çatışma çıktı ve bir terörist öldü.ا

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director