Ortadoğu’da Kanlı Bahar

(3 Mart 2012 tarihinde Adana’da, Dünya Türkmenleri Birliği ve Akdeniz Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği “Ortadoğu Barışında Türkmenler” konulu panelde yapılan Konuşmanın özetidir)

Bahar mevsimine girerken, Ortadoğu da kanlı bir döneme giriyor. Bölgeyi bu dönemde etkileyecek pek çok etkenler var. Bunları belki de maddeler halinde kısaca sıralamak yararlı olacaktır:

ABD’nin Irak ve Afganistan’daki konvansiyonel askeri varlığını azaltması ve örtülü savaş taktiğine yönelmesi,
• İran’ın Irak’ta ve körfezdeki siyasi etkinliğini güçlendirmesi,
• İran ve Azerbaycan arasındaki gerginlik ve çatışma ortamının kışkırtılması,
• İsrail’in, Azerbaycan’ın silahlanmasına destek olma kararı,
Rusya’nın Suriye’yi Ortadoğu’daki son geri çekilme noktası olarak belirlemesi ve Örtülü savaştaki karşı mücadele imkanlarını genişletme çabası,
ABD, İngiltere ve İsrail’in Suriye’yi (BuKemal – Humus) çizgisiyle Kuzey Güney hattına bölme hazırlığı,
ABD ittifakının, yeni anayasa çalışmalarıyla Türkiye’nin Etnik Kimlik ve Federasyon noktasına gelmesini beklemesi,
Irak’ta ilan edilecek Bağımsız Kürt Federasyonu planının, Suriye ve Türkiye’deki gelişmelerin seyrine göre yaz mevsimine kadar ertelenmesi,
PKK’nın, ABD ile Türkiye’deki anayasal teminat karşılığında Suriye isyanına destek pazarlığı yürütmesi ve Kamışlı’daki militanlarını iç çatışmadan uzak tutması,
• Türkiye hükümetinin PKK terörü ve illegal siyasi yapılanmasına karşı aktif mücadele kararının devam edeceğini vurgulaması,
Suriye sorunu halledilinceye kadar Hamas ile İsrail arasındaki gizli ateşkes kararının uzatılması,
• Mısır’da, eski Sovyet yanlısı silahlı radikal İslamcı örgütlenmelerin kıpırdanması, ABD aleyhtarlığının artmaya başlaması ve ABD yanlısı Askeri yönetime karşı örgütlenmesi,
• İngiltere’nin, Rusya’yı bölgeden uzaklaştırmak için Kafkasya’daki İslamcı örgütleri yeniden devreye sokma gayreti,
• İngiltere’nin Fransa’yı Suriye’nin geleceğinden dışlama planlarına karşılık, Fransa’nın Lübnan’daki dostları vasıtasıyla Suriye pastasına ortak olma çabası ve Libya’da yaptığı gibi silahlı isyanda öne çıkma yarışı,
Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin, Suriye konusunda silahlı güç kullanacak ülke ve gruplara kesenin ağzını bayağı açması,
Rusya’nın İran ile birlikte Suudiler ve Körfez şeyhlerine karşı Yemen ve Bahreyn’de yeni hazırlıklara başlamaları,
• Ortadoğu Kürt hareketinin yönlendirilmesinde Barzani’nin Petro dolarlar ile önemli bir güce ulaştırılması.

Her biri için ayrıntılı tahlil yapılması gereken bu önemli gelişmeler, Bugünden başlayarak Nisan ve Mayıs aylarının Ortadoğu için Kanlı bir Bahar olacağının önemli bir işaretidir. Obama’nın Sonbahar seçimlerinde başarı kazanması için, Ortadoğu’daki görünür silahlı mücadelesini kesmesi buna karşılık istihbarat ve bölgesel operasyon gücünü birkaç kat artırması, soğuk savaş günlerini aratacak bir kaosun yaşanmasına yol açabilecektir.
Türkiye’nin hükümeti, emniyeti ve silahlı kuvvetlerinin bunun farkında olduğunu ve buna göre hazırlıklar ve ihtimalli planlar yaptığını söyleyebiliriz. Ancak, askeri planlar yanında siyasi olarak çok dikkatli olunması gereken ve bölgenin geleceğini şekillendirecek bir tek nokta var: Sırasıyla, Irak, Suriye ve Türkiye’yi bölünmeye götürecek uluslararası planlara karşı, hem komşularımızın hem de ülkemizin etnik bölünmesine kesin ve net bir dille karşı çıkmak. Türkiye’de yapılacak anayasa hazırlıkları çalışmalarında, ülkemizi gelecek on yılda kesin bir iç çatışmaya ve parçalanmaya götürecek etnik taviz ve vurgulardan uzak durmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ve kültür, tarih ve dil birliğine dayalı milli kimliğini korumak. Aksi halde, bütün bölge ile birlikte ülkemiz de kanlı bir siyasi ayrışma ve hesaplaşmanın tam ortasında olacaktır.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director