Site icon ManazNet

Milliyetçi Hareket Partisi Yükselişte!

Uzun yıllardır yükselişte olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve hükümetinin halk tabanında itibar kaybetmeye başladığı görülüyor. Türk toplumundaki genel eğilimde ekonomik göstergelerin ve hayatı kolaylaştıran çözümlerin –ki bunda belediye hizmetleri çok önemli- büyük rol oynadığı tespit ediliyor. Buna karşılık, siyasi ve ekonomik korkuların, tutarsızlıkların ve yönetilenlerle yönetenler arasındaki uçurumun artışı da olumsuzluğu körüklüyor. Türk toplumunun demokratik eğilimi, yanlışları olsa da iyi puanları yüksek olduğu sürece iktidara destek verme yönünde. Ancak yanlışlar % 50’nin üzerine yöneldiğinde, toplumun demokratik desteği de geriliyor. Bu çerçeveden bakıldığında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin halk tabanında puan kaybeden temel politikaları şunlar:

Bu ve benzeri tespitleri daha da artırmak mümkün. Ancak açık olarak görünen en temel husus; Adalet ve Kalkınma Partisi ve hükümetine olan güven kısmen sarsılmış durumda. Buna karşılık hala tam bir siyasi alternatif görülmüyor. Kılıçdaroğlu ve CHP’nin girişimleri, Adalet ve Kalkınma Partisini destekleyen kesimleri hiç mi hiç etkilemiyor ve bir alternatif olarak da görülmüyor.

Aynı şekilde, Milliyetçi Hareket Partisi’ne duyulan güven de fazlasıyla artmış değil. Devlet Bahçeli’nin dürüst ve güvenilir bir devlet adamı olduğu konusunda yaygın bir inanç var. Bununla birlikte, Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik en temel eleştiriler ve beklentiler de şu şekilde:

  1. Milliyetçi Hareket Partisi’nin genel bir yetersizlik içinde olduğu gözleniyor. Her zaman bir Kadro Hareketi olarak görülen partinin sadece Devlet Bahçeli imajıyla bir yere varamayacağına inanılıyor. Misal olarak, MHP Sözcüsü olarak öne çıkan Oktay Vural, ne MHP tabanında ne de diğer siyasi çevrelerde bir ciddiyet ve güven hissi doğurmuyor. Aksine Devlet Bahçeli’nin tutarlı ve ciddi tavrı ile Vural’ın gayrı ciddi konuşma ve eleştirileri büyük bir tenakuz olarak algılanıyor.
  2. Milliyetçi Hareket Partisi’nin güçlü bir entelektüel birikime sahip olduğu bana karşılık derin bir suskunluk ve etkisizlik içinde olduğu değerlendiriliyor. MHP’li Belediye Başkanlarının genel olarak başarılı görüldüğü buna karşılık İl yönetimlerinin halk tabanına hiç ulaşamadığı, yeterli olarak tanınmadığı ve son derece yetersiz kaldığına inanılıyor.
  3. Milliyetçi Hareket Partisi içindeki muhalif çıkışlar ve aykırı sesler, bir alternatif olmaktan ziyade bir bozgunculuk olarak algılanıyor ve Devlet Bahçeli’ye alternatif bir lider görülmüyor.
  4. MHP’nin kendi içindeki kırgınlık ve küskünlükleri giderme, Milliyetçi çevreleri toparlama girişimlerinin amacına ulaşmadığı ve yarım kaldığı konusunda yaygın bir inanç var.
  5. Toplum tabanında, MHP‘deki yetersizlikten sonuç olarak Lider Devlet Bahçeli sorumlu tutuluyor ve bir liderlik probleminin olduğu imajı yaygınlaşıyor. Buna karşılık, Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki yetersizliğin genel olarak diğer yönetim kademelerinden kaynaklandığı gerçeği görülemiyor.

Bu ve benzeri tespitler daha da artırılabilir ancak, özet olarak şunları söylemek mümkün: AKP için tek alternatif olarak görülen siyasi parti MHP. Yukarıda belirtilen yetersizliklere rağmen Milliyetçi Hareket Partisine olan yönelimde önemli bir kıpırdanış var. Bu yükseliş önümüzdeki aylarda daha belirgin olarak ortaya çıkacak. Bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi, bazı stratejik değişimler yapabilirse bu kıpırdanış büyük bir yönelişe dönüşebilir. Bu konuda da şu hususlar ortaya çıkıyor:

  1. Milliyetçi Hareket Partisi, Devlet Bahçeli öncülüğünde eğitimli ve büyük bir kadroya sahip olduğu inancını ortaya koyabilir.
  2. Devlet Bahçeli, partinin yüzü denilebilecek türden sözcüleri değiştirebilir. Çok konuşan sözcüler yerine, yerinde, bilgili ve az konuşan şahsiyetleri ön plana çıkartabilir.
  3. Özellikle il yönetimlerinde akademik kökenli idarecileri iş başına getirebilir ve araştırma, eğitim ve konferanslar yoluyla halk tabanını toparlayabilir.
  4. Bozgunculuğa yol açmayacak düzeyde, tavanda ve tabandaki demokratik eleştiri ve katılıma izin verebilir.
  5. Eski kadrolarını yeni ve eğitimli nesil ile yenileyebilir. Gelecek ve yenileşme imajını güçlendirebilir.
  6. Milliyetçi Hareket Partisi ve Lideri, halkın zihninde yer bulan yetersizlikleri samimiyetle ifade edip bunların farkında olduklarını, kendilerini bilerek ve frenleyerek hareket ettiklerini topluma anlatabilir, halk kesimi ile samimi ve yakın bir bağ kurabilir. Resmi ve tepeden liderlik yerine halkın içinde alçakgönüllü ve yakın liderlik tavrını geliştirebilir.
  7. Devlet Bahçeli, halkın geniş bir kesimi tarafından sevilen ciddi ve sakin, yerinde konuşan, devlet ciddiyetini ve menfaatlerini iyi bilen tavrını, iyi bir yönetim çevresi ve gelecek stratejisi ile bütünleştirebilir.

Özetle, toplum kavga, huzursuzluk ve nutuk istemiyor. Yakınlık, yeterlilik, dürüstlük ve adalet istiyor.

Exit mobile version