Bugün PKK Terör Örgütü elebaşı Öcalan’ın yakalanma yıldönümü. Terör Örgütü, GüneyDoğu’daki birçok kentimizi yaşanmaz hale getirdi. Bölgedeki bütün insanların can güvenliği için orada bulunan Asker ve Polislerimize, karakollara, onların masum eş ve çocuklarının yaşadığı lojmanlara saldırılarda bulunuyorlar.
Türkiye’nin % 90 çoğunluğu % 10’luk bir azınlığın azgınlığına mahkûm edilmiş durumda. Bütün bu saldırılar, hepimizi yürekten yaralıyor ve sabırlarımızı zorluyor. PKK Terör Örgütü, kendi hâkimiyet alanlarında adeta bir soykırım uyguluyor ve kendi dışındaki bütün toplumları göçe zorluyor. Tek hedef Kürdistan’ı inşa etmek ve bazı GüneyDoğu kentlerini kurtarılmış kantonlar haline getirmek.
Diyelim ki Bir gün, İç Anadolu’da, Ege’de, Karadeniz ve Akdeniz’de, Trakya’da yaşayan geniş toplumların da sabrı taşarsa. Bu bölgelere göç etmiş ve huzur içinde yaşayan Kürtleri doğdukları topraklara sürerse ne olur? Birinci Dünya Savaşı’nda yaşadığımız gibi, emperyalist ülkelerle işbirliği yapan Ermeni çetelerin ihanetleri yüzünden –yüzyıllarca barış içinde yaşadığımız- suçsuz birçok Ermeni vatandaşımız da yurtlarını terk etmek durumunda kalmışlardı.
Türk Milletinin büyük çoğunluğu hiçbir zaman ayrılıkçılık ve eşkıyalık peşine düşmemiştir. Yahudilerden Ermenilere kadar bu topraklarda yaşayan her toplum ve din mensubu ile huzur içinde yaşamışızdır. Komşumuzun dini veya kökenine bakmayız, sadece insanlığına ve dostluğuna bakarız. Yemeğimizi, ekmeğimizi paylaşırız. Bu yüzden Türk kentlerinde camiler, kiliseler ve havralar neredeyse yan yana inşa edilmiştir.
Bu devletin temel yapısını değiştirmeye çalışmak öncelikle Kürt kökenli vatandaşlarımıza zarar verir. İster federasyon isterse Yerel Yönetim adı altında GüneyDoğu’nun bazı kentleri Kürdistan’a dönüşürse, “Kürtler Kürdistan’a” tehlikesi de ortaya çıkar.
1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, ne Diyarbakır’da, ne Mersin’de ne de -PKK’nın cirit attığı- diğer birçok kentte Kürt varlığı yoktu. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş yapısı değiştirilirse, ayrılıkçılık yapanlar o yıllardaki ata yurtlarına dönmek zorunda kalabilirler.
Bu yüzden, birçok bölgede akrabalık bağları kurduğumuz, arkadaşlarımız, dostlarımızın olduğu Kürt Toplumu, ayrılıkçılara, PKK Terör Örgütü ve siyasi uzantılarına tavır koymalıdır.
Türk Milleti kavramı kültürel ve tarihsel bir birlik kavramıdır. Bu topraklara Türkiye, bu topraklarda yaşayan herkese de Türk denilmiştir. Kültür Milliyetçiliği ırkçılık değildir. Bu büyük aileden kopanlar sadece kendileri zararlı çıkar.
