Daiş Terörü, Mısır ve İsrail

Dünya ve Türkiye kamuoyu, ancak bir felaket gerçekleştiğinde tehlikeyi farkeder ve duyup gördüğü ile bir hükme varır.

Daiş Terör Örgütü, Sina’da bir Cami’ye saldırdı ve 300’ü aşkın Müslümanı katletti. Daiş’in Sina’da ne işi var ve niçin böyle büyük bir eylem gerçekleştirdi. Bunu kısa ve anlaşılır cümlelerle şöyle ifade edelim.

  • ABD ve ARAMCO İttifakı tarafından kurgulanan Daiş Projesi, Petrol Sahipleri için stratejik önem taşıyan bölgelere yerleştirilmiştir. Mezopotamya, Orta Irak, Sina, Libya, Nijerya vesaire. Dünyadaki bütün Daiş Bölgeleri, Pentagon’un gelecekteki muhtemel askeri hedefleri ve yerleşme alanlarıdır.
  • Konumuz Sina olduğu için ifade edelim. Bu bölge Mısır ile İsrail arasındaki en stratejik bölge. Bu bölgede varolacak bir tehdit öncelikle Mısır ve İsrail işbirliğini zorunlu kılar.
  • Rusya, Suriye ve Irak’ın ardından bugün Sıcak denizlere de indi ve Sudan ile Nükleer Anlaşma imzaladı. Rusya, tarihinde bir ilk olarak burada bir Üs kuracak. Yani NATO’nun kuruluşundan bu yana temel amacı olan “Rusların Sıcak Denizlere İnmesini Engelleme Projesi” sona erdi. Ruslar, Batı’nın en stratejik deniz ulaşım koridorlarından olan Süveyş’e de yerleşiyor.
  • Gazze ve Filistin Meselesi hala İsrail için en öncelikli İç Tehdit durumunda. Hamas ve ElFetih anlaşmasını takiben Gazze bölgesi de Ortak yönetimin kontrolüne girdi. Filistinliler güç tazeledi ancak, bir yandan İsrail, diğer yandan ABD buna karşı eylemler planlıyor. ABD, ülkesindeki Filistin Temsilciliğini kapattı.
  • Rafah Gümrük Kapısı, Filistin ve Gazze halkı için çok önemli. Bu kapı dışında Gazze ile Sina arasında çok sayıda gizli tüneller bulunmasına rağmen çoğunluğu da MOSSAD tarafından havaya uçuruldu.

Yukarıdaki bu açıklamalardan sonra, Sina’da bulunan Daiş Terör Örgütü nelere hizmet edecek, bunu izah edelim:

  • Temel olarak Nasır çizgisindeki kısmen Sosyalist Nasır Arap Milliyetçiliği ideolojisine bağlı olan mevcut Sisi Askeri Yönetiminin Rusya ile daha fazla yakınlaşması ihtimaline karşı İç Tehdidin canlı tutulması.
  • Mısır ile İsrail arasında hayati önem taşıyan Stratejik İşbirliği ve Yakınlaşmasının sürdürülmesi. Ortak Askeri Anlaşmalar ve İstihbarat Paylaşımına temel olması. Hizbullah ve İran’a karşı yürütülecek mücadeleye destek olacak, Teröre Karşı İşbirliği Projesinin güçlendirilmesi.
  • Refah Kapısına yönelik kuşatma ve önlemlerin devamı için gerekçe olması.
  • ABD & ARAMCO İttifakı tarafından Birincil Tehdit olarak tanımlanan Müslüman Kardeşler’e karşı Mısır’daki sert önlemlerin sürdürülmesi ve Radikal grupların daha kolay temizlenmesi.
  • Sisi Yönetimi ile Daiş Varlığı arasındaki mücadele neticesinde Mısır içerisindeki Müslüman Kardeşler tabanında Radikalizmin hızlandırılması, oluşan grupların zaman içerisinde Mısır’ın güneyine ve Sudan sınırına doğru kaydırılması.
  • ABD & ARAMCO İttifakı tarafından geçtiğimiz günlerde canlandırılan Teröre Karşı İslam Askeri Koalisyonu’nun meşruiyeti ve devamı için bir Tehdit alanı kurgulanması.
  • Bir Sürpriz gelişme olarak, Radikal Grupların geliştirilmesiyle birlikte Cezayir’in doğusunda yapılacak bazı operasyonlara zemin oluşturulması.

Bütün bunların ötesinde Genel Strateji açısından bir tespitte daha bulunalım. Kuzey’de bir Kürt Koridoru planından vazgeçen, Fırat ve Dicle arasını kontrol edip Tarihi Mezopotamya’ya yerleşerek temel amaçlarından birine ulaşan Pentagon, Çatışma alanını ve ilgisini biraz daha güneye kaydırıyor.

Unutmayalım ki, Sürekli ve Etkin Terör, Stratejik bir amacı ve uluslararası bir desteği olmadan asla kalıcı olmaz.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director