ABD’nin Oyalama Süreci Seçimlere Kadar Sürecek!

Türkiye ile ABD arasında Menbiç ve Fırat’ın Doğusu görüşmelerinin tamamen bir oyalama süreci olduğunu hep yazıyoruz.

Hatırlarsak, 2016 sonbaharında başlatılan El-Bab Operasyonu sırasında ABD, Rakka Operasyonu’nu erteleyerek bu bölgedeki Daiş unsurlarını Türk güçleri üzerine yönlendirmişti.  Türkiye Daiş’i ezip Menbiç’e yönelince, ABD & PKK İttifakı El-Bab ile Menbiç arasındaki bir koridoru -Türkiye’yi engellemek için- Rus ve Essed kuvvetlerine teslim etmişti.

O günlerden bu yana Türkiye, Menbiç’teki PKK işgalini sona erdirmek için Psikolojik Harekât yürütüyor ve ABD ile siyasi görüşmeler yapıyor. Her ne kadar Trump bazı sözler verse de, ABD’nin Savunma ve Petrol Sanayisi Derin Devleti Türkiye’nin Ortadoğu ile ilişkisini kesmek istiyor. Bunun sebepleri de kısaca şu şekilde:

  1. Kuzey PKK Terör Koridoru, Türkiye’ye karşı bir Durdurma ve Önleme barikatıdır.
  2. İngiltere ve İsrail merkezli Büyük Ortadoğu Planı ve Sömürü Düzeni, Türkiye’nin oyunu bozmasına ve Müslüman ülkeleri etkilemesine karşıdır.
  3. Çatışmaların temelinde Ortadoğu – Akdeniz Enerji Koridoru’na hakimiyet hedefi vardır. Fırat’ın Doğusu, bölgenin henüz deşifre edilmemiş en büyük DoğalGaz kaynaklarına sahiptir. Kurulmak istenen Enerji Koridoru Güzergahı, Orta Irak – Güney Suriye – Ürdün – İsrail hattıdır. Gelecekte İran ve Azeri Enerji kaynaklarının da bu yoldan Akdeniz’e transferi planlanmaktadır.
  4. Bu Ortadoğu Planı çerçevesinde Suudi Kraliyet Ailesi merkezli Aramco finansıyla Türkiye’nin dışarıda bırakılacağı bir Arap – İslam İttifakı kurulması çabası vardır. Bu yüzden Suudi Prens, bir Pakistan’a bir Mısır’a bir Tunus’a seferler düzenlemekte ve ulufeler dağıtmaktadır.

Bu özet hedefler çerçevesinde ABD, Rakka ve Tişrin Barajlarının güvenlik alanı olan Menbiç’ten çekilmeyi oyalamaya dönüştürmüştür. Fırat’ın doğusunda ise, sınırdan 30 kilometre içeri çekilip bölgeyi tamamen Türkiye kontrolüne bırakması imkansıza yakındır. Belki Koalisyon ve Arap İttifakı ile ortak bir Barış Gücü kurulması gündeme gelebilir.

Diğer yandan ABD, Suriye’deki PKK’ya yeterinden fazla silah yığınağı yapmış ve yönünü Orta Irak’ı Büyük Ortadoğu Planı çerçevesinde kurgulamak için bir adım geriye çekilme sürecindedir.

Daiş Projesi, Büyük Ortadoğu Planı’nın önemli bir parçasıdır. Daiş’in yerleştiği, PKK’ya devrettiği ve halen Mobil Saldırı yürüttüğü alanlar tamamen Petrol ve Gaz Kaynakları bölgeleridir. Suriye’deki son Daiş alanı olan Bağoz Çiftliklerinden öldürülmeden özenle toplanan Daiş militanlarının bir kısmı -Irak merkezi hükümetini iş birliğine zorlamak için- Irak’a, bir kısmı ise -Tanif ABD alanını korumak için- Şam ve Palmira’nın doğusundaki petrol alanlarına kaydırılmıştır. Göstermelik olarak sadece birkaç yüz Daiş militanı Irak hükümetine teslim edilecektir. Irak’ta Daiş terörü sürecek ve ABD de bölgede varlığını sürdürecektir.

Sürekli şunu da vurguluyoruz: Türkiye’nin bölgesel çıkarları Menbiç ve Fırat’ın doğusunda ağır bir mücadeleye girmekten önce Telafer ve Sincar bölgesindeki PKK varlığını temizlemektir. Bu şekilde 3 yandan kuşatılacak tehdidin daha güneye süpürülmesi kolay olacaktır. Daha aşağıda başlatılacak bir Petrol Savaşı’na katılmak ise bu dönemde öncelikli değildir. Telafer Operasyonu konusunda en önemli zorluğumuz ve muhatabımız Irak Hükümeti’dir. Irak’ta da siyasi istikrar aylardır sağlanamamıştır.

İşte tüm bu nedenlerle, Amerika Birleşik Devletleri ve Derin Devleti’nin arkasındaki İngiltere ve İsrail, Türkiye’deki karşıt siyasi hareketin zayıflayacağı ve yeni oluşumların önünün açılacağı umuduyla Seçimleri beklemektedir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director