Ortadoğu – Akdeniz Enerji Koridoru, Büyük İsrail – Büyük Kürdistan

Ortadoğu ve Akdeniz’deki savaş ve çatışmaların bir Petrol ve Enerji savaşı olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Hürmüz boğazının güvensizliği ve İran’ın körfez üzerindeki etkinliği, Batı için yeni bir Enerji Koridoru kurulmasını gerekli kılıyor. İşte bu yüzden, Büyük Ortadoğu coğrafyasındaki petrol alanları ve enerji güzergahlarında yıllardır savaş ve ölüm kol geziyor. Churchill’in: “Bir damla petrol, bir damla kandan değerlidir” sözünü şimdi daha iyi gözlemliyoruz.

Günümüzdeki Uluslar arası mücadelede ne Rusya’dan geçecek bir enerji koridoru, ne de İran Hürmüz boğazından geçip Somali ve Süveyş’ten geçecek, ya da Afrika’yı dolaşacak bir petrol ulaşım hattı, Batı dünyası için elverişli değil. Durum böyle olunca geriye tek seçenek kalıyor: Ortadoğu – Akdeniz Enerji Koridoru.

İşte gelecek yüzyılın belki de en önemli çatışma alanı bu koridor. Dünya’nın bütün önemli oyuncuları şimdi bu koridorda pay sahibi olmanın savaşını veriyor.

İsterseniz İsrail ile başlayalım:

Aslında Ortadoğu – Akdeniz Enerji Koridoru Planı, 1800’lü yılların ikinci yarısında ortaya çıkmıştı. Petrol bulunmuş ve ardından Irak ve İran petrol alanları keşfedilmişti. O dönemde İngiltere, Almanya, Fransa ve Rusya bu enerji alanına yönelik bir dizi planlar yaptılar. Berlin Bağdat Demiryolu Projesi, Fırat – Dicle Nehirleri Taşımacılığı, Süveyş’ten başlayarak Ortadoğu’nun Batı tarafından işgali, Sykes-Picot Paylaşımı hep aynı düşüncenin sonuçlarıydı. Bu konuda iki büyük siyasi proje de devreye sokuldu: Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail Projeleri. Dini Siyonizmin siyasallaştırılması ve Avrupalı Yahudilerin Filistin’deki anayurtlarına dönme fikri, İngiltere ve ABD için bulunmaz bir fırsattı. Theodor Herzl, Osmanlı Sultanı II. Abdulhamid’ten Filistin’e yerleşme izni istedi ve büyük bir rüşvet teklif etti. II. Abduhamid, Yahudilerin Filistin ile yetinmeyeceğini ve gelecekte Mezopotamya’ya kadar yayılacağını düşünerek buna izin vermedi. Gelecekte İsrail’in bölgeye yayılmasını önlemek için, Golan bölgesindeki 17 tepeden 16’sına Türkmenleri yerleştirdi.

Zaman içinde sonuç değişmedi. Yahudiler, önceleri Araplardan toprak alarak, sonra da İngiltere’nin askeri ve siyasi desteğiyle Filistin’de bir Yahudi varlığı oluşturdular. Hitler’in Holocost Katliamı da, Avrupa Yahudilerinin Filistin’e göçe zorlanmasına sebep oldu. Avrupa Ülkeleri, hem ülkelerinde üçüncü sınıf insan ve hırsız olarak tanımladıkları Yahudilerden kurtuldular, hem de Akdeniz kıyısında bir Müttefik Ülke kurdular. Irak petrollerini Akdeniz (Lazkiye-Suriye, Trablus-Lübnan ve Hayfa-İsrail) kıyısına taşıyacak petrol boru hatları kuruldu ancak Soğuk Savaş döneminde işletilemedi.

1897’deki Birinci Siyonist Kongre’den 100 yıl sonra Büyük Ortadoğu Projesi başladı ve İsrail’in talebine uygun olarak Irak işgal edildi. Kudüs’ün İngilizler tarafından işgal edilmesinden 100 yıl sonra ise Trump, Kudüs’ü tamamen Yahudilere hediye etti. Büyük İsrail projesinin hedefi olan Mezopotamya (Kuzey Suriye, Fırat’ın Doğusu), PKK Terör Örgütü ve ABD tarafından işgal edildi. Burası, Siyasi Siyonizmin David Krallığı bölgesi. Şimdi, İsrail’deki Siyonist Yönetimin muhtemel hedefi, David Krallığını yeniden inşa etmek ve Mezopotamya ile Filistin arasında bir Koridor oluşturmak. İsrail’in bu planı ile Ortadoğu – Akdeniz Petrol ve Enerji Koridoru planı bir noktada birleşiyor. Eğer, Güney Suriye, ABD, İngiltere ve İsrail ortaklığında bağımsız bir bölge olursa Enerji Koridoru da tamamlanmış olacak. Bu yüzden ABD ve İngiltere, Güney Suriye’deki Tanif bölgesi üslerini güçlendiriyor, yine bir Ortadoğu Projesi olan Daiş Terör Örgütü bu bölgede hala varlık gösteriyor, Kuzey İsrail’de yaşayan Dürzilerin de desteğiyle Deraa bölgesi sürekli isyan halinde. Yani Güney Suriye Ortadoğu – Akdeniz Koridoru için uygun bir zemin oluşuyor.

Bu plan artık çok da gizli değil. Rusya, bu yüzden ABD’nin Fırat’ın doğusuna yerleşmesine ses çıkarmadı ve kendisi de gelecek Enerji Koridorlarından birisi olacak Lazkiye, Akdeniz çıkışını işgal etti. Rusya, ABD ve İsrail arasında son aylardaki derin muhabbetin bir sebebi de bu. Herkes, bu ticaretten kendine düşen payı alacak.

Bölgedeki savaşlar ve çatışmalar yüzünden ölen yüzbinlerce insan, asker, sivil kimsenin de umurunda değil. Kadınlar dul kalıyor, savaşanlar, bombalananlar sakat kalıyor. Milyonlarca kişi mülteci durumunda. Başta el-Hol Mülteci Kampı olmak üzere, bakımsız ilkel çadırlarda hergün onlarca çocuk ölüyor. Bunlar büyük ülkelerin hiç de umurunda değil. ABD, İngiltere ve İsrail’in öncülük ettiği Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail Projeleri devam ediyor.

Çünkü: “Bir Varil Petrol, Bir İnsan Hayatından Daha Değerli!”

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director