Türkçe Namaz

TÜRKÇE NAMAZ NASIL KILINIR?

İslam kavramı sadece Hz Muhammed’in bildirdiği ilkeleri değil, bütün peygamberlere gelen temel ilkeleri esas alır. Kuran’da diğer Peygamberler yani Elçiler için de İslam ve Müslüman kavramları kullanılır. İslam’ın temel amaçları ve hedefleri aynı olmakla birlikte, zamana ve coğrafik bölgeye göre uygulamaya yönelik farklılıklar vardır. Kuran’da Salat olarak geçen ve DuaYakarış anlamına gelen Namaz da bunlardan biridir. Namaz kelimesinin aslı Hindçe Namaste‘dir ve Farsça ve Türkçe’ye Namaz olarak geçmiştir. Kuran’da Namaz yerine, Salat (Dua) ve Kuran Okuma kavramı kullanılır. Yani istenilen temel amaç Kuran ayetlerinin sözlü olarak okunarak ruha yerleştirilmesidir. Eğer Kuran o dönemde yazılı bir Kitap halinde olsaydı, belki de herkesin Kuran okuması istenirdi.

Arap Yarımadasının kuzeyinde yaşayan Hz İbrahim döneminde Dua sadece sabah ve akşam iki vakit halindedir. Sabahtan akşama kadar çalışılan bu toplumda gündüz vaktinde Dua, Namaz yoktur. Nitekim, İslam’ın ilk yayılma yıllarında Mekke döneminde inen ilk ayetlerden olan Müzemmil Suresi 6 ve 7. Ayetlerde şunlar söylenir: “6> Şüphesiz ki, geceleri (kalkarak Kuran Okumak) daha uygun ve daha tesirlidir. 7> Çünkü gündüzleri senin uzun süre uğraşacağın işler vardır.” Bu durum, çalışma saatleri içerisinde Namaz, Dua olmadığının en önemli delilleridir.

Namaz şekil itibariyle ilk kez Hz Muhammed ile başlamış bir ibadet şekli değildir. Önceki peygamberler, Hz İbrahim, Hz İsmail ve hatta Müşrikler bile “ellerini kaldırarak kendi dualarına başlar, eğilip, secdeye vararak” dualarını yapardı. Günümüzde bile Yahudiler bu şekilde (Ayakta, Eğilerek, Yere Kapanarak) dua ederler. Hz Muhammed, Cahiliye döneminde totemler karşısında yapılan bu duayı Allah’a yöneltmiştir.

Beş Vakit’te Dua edilmesi, Medine’ye Hicret’ten (Muharrem 622H) yaklaşık 6 Ay önce (Recep 621H) bildirilmiştir. Mekke döneminde 12 yıl boyunca Müslümanlar gizlice gece ve gündüzün değişik vakitlerinde Kabe’ye giderek Dua ederler, Rüku (Eğilme) ve Secde (Yere Kapanma) yaparak değişik şekillerde namaz kılarlardı. Genellikle toplu olarak yapılan bu Dualar sırasında, bazen inkarcılar gelerek Müslümanlara sataşırlardı. Müslümanlar ise, rahatsız edilmemek için gündüz vakitlerinde Kuran ayetlerini içlerinden sessizce okur, gece vakitlerinde biraz daha sesli olarak Dua ederlerdi. Sonraki asırlarda, gündüz vakitlerindeki Namazlarda, imam ve cemaatin duaları içlerinden sessizce okumalarının sebebi budur.

Medine döneminin başlamasıyla birlikte Müslümanlar daha güvenli bir bölgede yaşamaya başladılar ve günün 5 vaktinde genellikle toplu olarak Dua yapılmaya, yani Namaz kılınmaya başlandı. Daha önce ikişer rekat olarak kılınan Öğle, İkindi ve Yatsı namazları dörder rekat olarak kılınır oldu. Dua vakitleri günlük hayatın şartlarına göre belirlenmişti. Hz Muhammed‘in yaşadığı Arap toplumunda günlük hayat 3 uyku vakti ile bölünmüştü. Nur Suresi’nin 58. Ayetinde bu vakitler açıkça zikredilmiş ve herkesin yatakta olduğu bu vakitlerde yatak odalarına girilirken dikkatli olunması ve izin alınması emredilmiştir.

Günlük hayatın bölümlerine göre Araplar, Güneş doğmadan önce kalkar (bu vakit Seher yani Sahur vaktidir), Güneş tepeye yükselince eve gelir yatar, İkindi denilen serinlik vaktine kadar uyur, sonra uyanır çarşı pazar işlerini görürler, Akşam Güneş batınca evlerine gelir ve Yatsı dediğimiz Zifiri Karanlık ile birlikte uyurlardı. Dua vakitleri insanların çalışmadıkları ve evde oldukları vakitlere uygun olarak bildirilmiştir. Sabah Duası ile Öğle Duası arasında uzun bir zaman olmasına karşın arada bir Dua yoktur. Bu durum, Dua vaktinin bile toplumun yapısı ile doğrudan ilişkili olduğunun en önemli kanıtıdır. Aynı şekilde her toplumun kendi diliyle ibadet etmesi de, Dua ve Yakarışın anlaşılması ve amacına ulaşması için en temel gereklilik ve ihtiyaçtır. Bu konuda Türkçe İbadet başlıklı yazımızı buraya tıklayarak okumanızı tavsiye ederiz.

Türkçe Namaz kılmak isteyenler tek başlarına veya Camide bir imamın arkasında iken sessizce içlerinden okuyarak şu şekilde namaz kılabilir. Namazda okunan Kuran ayetlerine ve dualara verilen anlamlar, Arapça asıllarına ve amacına uygun olarak bizim verdiğimiz en yakın Türkçe ifadelerdir. Bir insan Arapça bilse bile ancak bu veya buna yakın bir manayı düşünerek namaz kılabilir. Arapça bilmeyenler ise, manasını bilmeden, Allah’ın ayetlerini anlamadan tekrar Allah’a okumaktan başka bir şey yapmazlar. Günümüz şartlarında, otobüste otururken, çalışırken dinlenme vaktinde masa başında insan Dua edebilir. Kuran’da her vakitte dua edilebileceği belirtilir.

Hareket
Bilgi
Türkçe Namaz Duaları

Birleme

Namaza, Allah’a teslimiyet anlamında eller karşıya kaldırılarak başlanır. Buna Tekbir adı verilir ve Yüceltme – Birleme demektir. “Allahu Ekber” kavramı “Allah en Büyüktür” anlamına gelir ancak, Arapça’daki amacını tam ifade edemez. Buna en yakın ifade yandaki gibidir.

Allahım En Yücesin.

Okuma

Namazın başında Süphaneke denilen dua okunur. Allah’ı Yüceltme duasının en yakın Türkçe anlamı yandaki gibidir.

Allahım, Seni en güzel isimlerle över ve sana şükrederim.

İsmini ve Şanını yüceltirim. Senden başka Tanrı yoktur.

İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre, Fatiha denilen Kuran’ın ilk suresi okunmadan Namaz olmaz. Kuran’ın Başlangıcı, Anası, Özeti gibi pek çok tanımlama yapılan Fatiha Suresi, Arap olmayan ilk İslam toplumlarında farklı dillerde Namaz’da okunabilmiştir. Bununla ilgili bilgileri, Türkçe İbadet sayfamızda bulabilirsiniz. Fatiha Suresi‘nin, Arapça anlamına en yakın Türkçe ifadeleri yandaki gibidir.

Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın Adıyla Başlarım.

Şükür ve övgü ancak Alemlerin Hakimi olan Allah için yapılır.

O bu alemde bütün varlıklarını sever ve gözetir.

Ahirette ise inananlara acır ve bağışlar.

İnsanların hesaba çekildiği gün sadece Allah’ın sözü geçer.

Allahım, yalnız Sana inanır ve yalnızca Senden yardım dileriz.

Bizleri dosdoğru yola, iyilik verdiklerinin yoluna ulaştır;

Kötülerin yoluna düşürme.

Fatiha’dan sonra, Kuran’dan bazı ayetler daha okunur. Bu ayetlerin kısa ve dua içerikli olması amaca daha uygundur. Bunlardan en güzel bir iki örneği yanda bulabilirsiniz.

Her şeyin sahibi Yüce Allahım.

Sen dilediğine mülk verir, dilediğinden alırsın.

Dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltırsın.

İyilik Senin elindedir. Senin her şeye gücün yeter.

—–

Geceyi gündüze, gündüzü de geceye giydirirsin.

Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın.

Dilediğine de hesapsızca rızık verirsin.

—–

Allah, kimseye gücünün üstünde sorumluluk yüklemez.

Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, işlediği kötülük de kendi zararınadır.

Ey Rabbimiz, unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutma.

Rabbimiz, öncekilere yüklemediğin gibi bize de ağır yük yükleme.

Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceğini bize taşıtma.

Bizi affet, bizi bağışla ve bize acı.

Sen bizim Mevlamızsın,

İnkarcılara karşı bize yardım et.

Eğilme

Rüku olarak adlandırılan bu hareket, Yüce Allah karşısında eğilmeyi ifade eder. Yüce Allahım, Seni en güzel isimlerle överim.

Doğrulma

Allah kendine şükreden kimseyi işitir.

Secde

Secde olarak adlandırılan bu hareket, Yüce Allah karşısında teslimiyet ve yere kapanmadır. Ulu Allahım Seni en güzel sıfatlarla överim.

Oturma

Tehiyyat denilen oturma zamanlarında okunan dualar Kuran’dan değildir ve hatta bazıları Hz Peygamber‘den sonra ilave edilmiştir. Bu kısımda, Dua eden kişi, Hz Peygamber ve arkadaşlarına, kendisine, anne ve babasına dua eder. İsteyenler bu bölümde, kendi içlerinden geldiği gibi dua edebilir.

Bütün iyilik, güzellik ve sonsuzluk Allahındır.

Ya Muhammed, Allah’ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Senin üzerine olsun.

Allah’ın iyi inananlarına ve bizim üzerimize de olsun.

İnanıyorum ki Allah’tan başka Tanrı yoktur ve Hz Muhammed O’nun inananı ve elçisidir.

Peygamberlere Dua Bölümü

Allahım, Hz İbrahim’i ve Ona inananları esirgediğin gibi, Hz Muhammed’i ve Onu takip edenleri de koru ve bağışla.

Şükredilecek ve övülecek Sensin.

Allahım, Hz İbrahim’e ve Onu takip edenlere hayır ve bereket verdiğin gibi, Hz Muhammed’e ve Onu takip edenlere de hayır ve bereket ver.

Şükredilecek ve övülecek Sensin.

Aileye ve Kendine Dua Bölümü

Allahım bize Dünyada ve Ahirette iyilik ve güzellik ver.

Cehennem azabından bizleri koru.

Allahım, insanların hesaba çekildiği gün,

Annemi, Babamı ve bütün inananları bağışla.

Son Selam

Namazın bitişini ifade eden ve insanların sağındaki ve solundaki insanlara duasını ifade eder. Allah’ın Selamı ve Rahmeti sizin üzerinize olsun.

İslam bilginlerinin bir çoğuna göre sadece Fatiha Suresi okunarak Namaz kılınabilir. Oturma bölümünde okunacak dualar konusunda zorlananlar, Kuran’da da ifade edildiği gibi kendilerine kolay geleni okuyabilir, istediği şekilde dua edebilir. Arapça namaz kılanlar, okudukları duaların anlamını bilmedikleri için, namaz sonunda ellerini açarak kendi dillerinde yeniden dua etme ihtiyacı hissetmişlerdir. Aynı şekilde, Tesbih denilen uygulama da Hz Muhammed’den sonraki süreçte ortaya çıkmış bir anma şeklidir.

Namaz, Dua insan ile Allah arasında doğrudan ve kalpten iletişimi sağlar. Hiçbir kanun ve kuralın tamamen disipline edemeyeceği insan, nefsini ancak Allah‘ın sonsuz gücü ve varlığını düşünerek disipline edebilir. Namazın, Duanın manevi faydası yanında maddi faydaları da vardır. Günde birkaç kez en çok kirlenen organların düzenli olarak yıkanması (Abdest) çok önemli bir temizlik disiplinidir. Düzenli spor alışkanlığı olmayan insanlar için de, Namaz hareketleri önemli yararlar sağlar. Her gün, günün belirli vakitlerinde yürüyerek Cami’ye giden yaşlı insanlarımızda, Alzheimer denilen yaşamsal ve bilişsel aktivitelerde azalma hastalığı neredeyse yok denecek kadar azdır.

Kendi başına Namaz, Dua sırasında, okunan duaları kulağınız işitecek kadar Sesli okumak faydalıdır ve dinleme, anlama ve dikkatin korunmasına yardımcı olur. Zihin başka düşüncelere kaymaz.
Ayrıca şunu hiç unutmayalım ki; Namaz, Dua Allah için yapılmaz, Dua bir yakınlaşma çabasıdır. Allah’ın insanın namazına, rekatlarına ihtiyacı yoktur. Aynen Kurban ve Oruç gibi Duaya ihtiyacı olan insandır. İnsan dua ile Allah’a yaklaşır, kendi nefsini eğitir ve kontrol eder.

Paylaş / Share