Terör Herkesi Yakabilir!

İki silahlı grubun birbiriyle mücadelesi savaştır. Bir silahlı kişi veya grubun, silahsız insanlara karşı saldırıda bulunması ise Terördür. Bu açıdan kişiler ve gruplar gibi devletler de terörist olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, 11 Eylül’den sonraki en büyük Terör saldırısına muhatap oldu. Afgan asıllı bir terörist, Orlando’da 50 sivili katletti. Ölenler hangi din, mezhep ve etnik kökenden olursa olsun masumdur.

Radikalizm, ideolojik olmaktan önce psikolojik bir durumdur. Psikolojik olarak kızgınlık ve nefrete kapılan bir insanı sadece kendisi durdurabilir.

Bir insan, herhangi bir terör örgütüyle doğrudan bağlantısı olmadan da bireysel olarak Terör eylemi yapabilir. Günümüzde, birçok Radikal kişilikler ile Terör örgütleri arasındaki tek ilişki sadece Medyadır. Bu ise, bütün ülkeler ve insanlar için en büyük tehlikedir.

İŞİD Terör Örgütü, bu yeni eylem döneminin en önemli örneğidir. Örgüt, hem yeni militan temininde hem de örgütle doğrudan bağlantısı olmayan inananlarını teröre yönlendirmede sadece medyayı kullanmaktadır. İŞİD terör örgütünde bugüne kadar hiçbir İslamcı grupta rastlanmayan özellikler vardır. Bayrağından, kıyafetlerine, eğitim ve medya yeteneklerine, felsefe ve stratejilerine kadar bu Terör Örgütü bir stüdyo çalışmasıdır.

İŞİD Terör Örgütü’nün kuruluşunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük sorumluluğu vardır. Bizler, İŞİD terör örgütünün ABD ve İngiltere öncülüğünde, dünyanın stratejik bölgelerinde askeri varlık göstermek için kurulduğuna inanıyoruz. Bizi buna inanmaya yönelten çok sayıda delil ve sebep vardır ve bunları ayrı bir yazımızda inceledik.

Günümüzde başta ABD ve Rusya olmak üzere, büyük devletler Terörü bir savaş yöntemi olarak kullanmaya devam etmektedir. Büyük ülkeler, doğrudan asker bulunduramayacakları bölgelerde Terör örgütlerini açıkça kullanmaktadır. ABD ile Rusya arasındaki gizli görüşmeleri takiben bir anda ortaya çıkan İŞİD Projesi, bugüne kadar bu ülkelerin stratejik çıkarlarına hizmet etmiştir. ABD, Rusya, İngiltere gibi büyük ülkeler bölgedeki askeri varlıklarını İŞİD terör örgütünün varlığına borçludur.

Bu ülkeler Konunun en tehlikeli tarafını unutmuşlardır. Oluşumuna izin verdikleri Kontrollü Tehdit, günümüz dünyasında Kontrolsüz Tehdit haline gelmiştir. Terör örgütünün felsefesini iletişim araçları üzerinden öğrenen birçok psikolojik radikal kişilik, nerede patlayacağı belli olmayan bir bomba haline gelmiştir.

Medya ve iletişim teknolojileri dünyayı küçültmüştür. Dünyanın en ücra köşesindeki haber bile birkaç saat içinde bütün insanlığa ulaşmaktadır.

Dünya değişmiştir. Artık, insanlar gibi Devletler de kötü örnek olmaktan uzak durmalıdır.

Bir devlet silahına ve gücüne güvenerek adaletsizlik yapmaya devam ederse, doğal olarak insanların nefretini de körükleyecektir. Suriye’de her gün onlarca masum sivil, uçaklar ve varil bombalarıyla can verirken Dünya susmaktadır.

Kısacası, başta ABD ve Rusya olmak üzere bütün devletler amaçlarına ulaşmak için Terör örgütlerini kullanmayı bırakmalıdır. Askeri müdahaleler, meşru kurumlarla, hukuk ve adalet kuralları içerisinde yapılmalıdır.

Devletleri ve insanlığı çökerten en önemli sebep adaletsizliktir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director