Türkiye’de bu hafta içinde çok önemli bir karar alındı. Bu, herkesin konuştuğu demokrasi paketi vesaire değil. Türkiye’nin geleceğini ve savunmasını ilgilendiren hayati bir karar: Türkiye “Yüksek irtifa füze savunma sistemi ihalesini” Çinli bir şirkete vermeye karar verdi.
Bu karar için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ve kararın arkasındaki asıl isim olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yürekten tebrik etmek gerek. Bu hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar cesur bir karar. Bir zamanlar Menderes’in, ABD’nin yan çizen politikalarına karşı Sovyetler Birliği ile görüşme kararı alması gibi. Menderes (uzun yıllar ittifak ettiği ABD’ye karşı) bu kararı aldıktan kısa bir süre sonra 1960 İhtilali ile sanık sandalyesine oturtulmuştu.
Verilecek ihale, Türkiye’ye yönelik hava saldırılarına karşı şu anda dünyada bulunan en gelişmiş hava savunma sistemini içeriyor. Bu savunma, ABD’ye Irak ve Afganistan’da büyük başarı kazandıran yüksek irtifa hava bombardıman uçaklarını da etkisiz hale getiriyor. Yani Türkiye, sadece Doğu komşularına değil, Batı’dan gelebilecek hava saldırılarına karşı da gelişmiş bir hava savunma sistemine sahip olacak.
İşin doğrusu ABD, Türkiye’nin hazır patriot sistemleri almasını bekliyordu. Ancak bu sistemler, son dönemde Ortadoğu’da (ve İsrail’de) yaşanan savaşlarda çok da başarılı olmadı. Türkiye artık demode olmaya başlamış hazır bir sistem yerine, geliştirmeye açık ve ortak üretim yapabileceği bir hava savunma sistemini tercih etti. Bu karar, artık savaşların havadan yapıldığı bir çağda, askeri savunma stratejisi açısından çok çok önemli.
Eğer Türkiye Hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan, bu kararı ABD’yi yola getirmek için bir şantaj olarak almadıysa, alkışlanması ve desteklenmesi gereken son yılların belki de en önemli başarısı. Bu yüzden NATO ve ABD derin (!) kaygılarını açıkça dile getirdiler. Bununla birlikte NATO ve ABD, Büyük Ortadoğu ülkelerinin her birini birkaç parçaya bölerek etnik ve ekonomik küçük devletler kurma planlarından da hala vazgeçmediler.
Türk Hükümeti bu kararın arkasında ne kadar duracak bunu zaman gösterecek. Vazgeçerse de ucuz ve sahte bir kahramanlıktan öteye bir mana ifade etmeyecek.
