Müslümanlık Allah’a teslim olmaktır, günde 5 vakit değil her vakit;
İnsanı, hayvanı, doğayı sevmektir, korumaktır, bir emanet gibi;
Trafikte yol kesmek, öne geçmek değildir izinsiz, yol vermektir;
Rahatsız etmemektir komşunu, selam vermektir güler yüzle;
Çalmamaktır, çırpmamaktır malını devletin, milletin, yetimin;
İsraf etmemektir bir kuruşu, bir parça ekmeği, suyu;
Güzel giyinmektir, tertemiz, pırıl pırıl ama lükse kaçmadan;
Güzel söz söylemektir, basit ve adi sözlerden kaçınmaktır;
Gönlünü kırmamaktır hiç kimsenin Müslümanlık;
Sevdirip nefret ettirmemektir kendinden, inancından;
Yalandan kaçmak yetmez düşünmemektir bile kötülüğü;
Ne hakaret etmek, ne alay, ne de dedikodu etmektir;
Hz Ömer gibi mumunu söndürmektir devletin kendi işinde;
Hz Ali gibi mertliktir, dürüstlüktür, külhanbeylik değil;
Hz Ebubekir gibi alçakgönüllü olmaktır bir toprak gibi;
Yunus gibi söylemektir, açık, seçik ve arı bir Türkçe ile;
Allah’ın sözlerini bilmeden Allah’a değil, önce gönlüne demektir;
Ne dediğini bilmektir Rabbin, Ne istediğini senden;
Arapça yatıp kalksan bir ömür boyu O’nun huzurunda;
Ha Çince okudun, ha Japonca ne fark eder sence;
Yüce Peygamberin ne Camisi vardı göklere eren;
Ne malı mülkü vardı, sayısını bilmediği;
Bir Yahudiye bile güvenirdi emaneti saklasın diye;
Müslümanım diyen Münafıktan da kaçardı, şeytandan kaçar gibi;
Kendine taş atanları bile affetmişti hatırlar mısın?
Amcası Hamza’nın kalbini deşenleri de;
“Uhud dağı kadar altınım olsa sarfederim” derdi;
Altını yığmazdı, dövizle borç vermezdi bizim gibi;
Öldüğünde bir hırkası vardı sırtında;
Ne köşklere heves etti, ne yalılara;
O sevgi getirdi bütün insanlığa kendinden öncekiler gibi;
Önce okumayı öğretti, ilim tahsil etsinler diye;
Sonra güzel ahlakı tamamladı Allah için;
Sen ahlaktan bihabersen, ilimden ve akıldan uzak;
Neyin peşindesin, neyin sevdasında bir dua ile;
Malın da gidecek bir gün, makamın da, şöhretin de;
Neyi biriktirmedesin, nedir bu hırs, nedir bu kin, nefret;
Eğer Müslümansan rahmet saç çevrene, biraz olsun affet;
Elinden, dilinden emin olsun insanlar eğer inanıyorsan;
İnanıyorsan hesap günü var biliyorsun bir gün elbet;
O gün hesaplaşırız, bugün olmasa da ama Allah adildir;
Bırakmaz o güne adaletini hep bilinir, O çok Kaadirdir;
O halde Müslümansan bunları bir hatırla unutma;
Hüküm verirken adaletten ayrılma, insanları korkutma;
Bugüne kadar kimsenin yapmadığı gibi rahmet okutma;
Sadece kendine değil inancına da zarar verirsin;
Hesabın birken bin olur, gün gelir huzura gelirsin;
Bir mazlumun ahıyla bile yerinden kalkamazsın;
Yüce Adaletten kendini bil ki hiç kurtaramazsın.
Bakarsın ki ne mülk para edecek, ne de bugünkü güç kudret;
Her zerrenin hesabını bir bir vereceksin elbet;
İş işten geçmeden gel biraz sakin ol, herkesi dinle;
Bu kadar haykırışta bir sebep vardır, yeminle;
Allah sadece Uyarıcı ve Müjdeci Ol demiş Yüce Peygambere;
Tanrı gibi ne hükmedebilirsin, ne de erişebilirsin her yere;
Allah’ın indinde ne Müslüman var, Ne Yahudi, Ne Hıristiyan;
Sadece nefsini bilip, Rabbini bilen bir insan;
Önce insan ol amacın Müslüman olmaksa eğer;
Allah’a inandım de, sonra da Dosdoğru ol yeter.
Abdullah Manaz