İzleme Keyfi!

Sözel kültürden, yazılı kültüre geçeli asırlar; yazılı kültürden görsel kültüre geçeliyse yıllar oldu. Şimdi sayısal teknolojilerle bütünleşen Görsel İletişim, bu işin üretimi ve sanatı ile uğraşanların zihinlerini daha da zorlayıp geliştirirken, tüketenleri de bir o kadar tembelliğe sevkediyor.

Yerel kültürlerin sınırları ve güvenlik alanları oldukça zayıfladı. Hâkim kültürler, otantik değerleri zorluyor ve kendi egemenlik alanını genişletiyor. İdeolojiler ve inançlar bile kendine ait simgeler ve bayraklar taşısa da eski masumiyetlerinden epeyce uzaklaşmış. Çoğunun kime ve neye hizmet ettiğini bir türlü kestiremiyoruz. Sözün ve yazının taşıdığı anlamlar üzerinde düşünmeye bile zamanımız yok. Sadece gözlerimiz karar veriyor, doğruya, yanlışa, güzele ve çirkine. Bu yüzden de, görüntülerle yarışıyoruz. Hep başkalarına gösterecek yeni bir Kare’ye ihtiyacımız var, daha süslü, daha güzel ve benzersiz. O eskiyip tükenince hemen bir başkasına. Bir birikim var mı? Pek yok gibi! Her yeni resim, eskisini siliyor.

Gözlerimizi kapasak, renk ve görüntüsü olmayan simsiyah bir dünya var karşımızda. Belki o zaman biraz düşünmeye, dinlemeye, hatta dokunmaya ve koklamaya fırsatımız olacak. Hep dış dünyaya bakan gözlerimiz, içe döndüğünde kendisini görmeye başlayacak. Kendi birikimini, varlığını ve güzelliğini.

Zaman zaman kapayalım gözlerimizi, ama zihnimiz uyanıkken. Sakince düşünelim. Kendi karanlığımızda kendi felsefemizi yapalım. Bazen tabiatı dinleyelim sakin bir bahçede, bir tepede. Kuşların cıvıltısını, rüzgârın sesini. Bir suya dokunalım, bir toprağa. Koklayalım bulabilirsek beyaz bir yasemini. Belki o zaman farkına varırız bütün varlığımızın, duyularımızın, duygularımızın. Ve en derinde yatan asıl cevherin ve aklın.

O zaman yönetmeye başlarız belki, önce varlığımızı sonra varlığı. Önce dünyamızı, sonra dünyayı. Sadece canı yandığında bağıran, kızdığında kükreyen, korktuğunda büzülen beden bizi biraz dinlemeye başlar. Kimyasal dengemiz, duygusal terazimiz dinginleşir. İşte o zaman gerçekten seyretmenin keyfine varırız. Düşünerek, aklederek, sorgulayarak seyretmenin. Her seyir, hem bilgi hem keyif olur bizim için.

Az bir felsefe yaptık, darısı başınıza…

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director