İŞİD’i CIA ve MI6 Kurdu, MOSSAD Eğitti, SVR Seyretti!

Afganistan işgalinden önce Taliban’ın yaptıklarını hepimiz iyi hatırlarız. Orta Afganistan’daki tarihi ve devasa Bamyan heykelleri Taliban militanlarınca havaya uçurulmuştu. 2000’li yıllara doğru, televizyon haberleri Taliban’ın eylemleri ile dolup taşardı. Sadece Afganistan’da yaşadığını sandığımız Burkalı kadınlar, uzun sakallı Müslümanlar, herkesin gönlüne korku salardı. Bu yüzden, ABD Afganistan’ı işgal ettiğinde hiç kimse yadırgamadı, hatta bütün dünya yardımına koştu.

Şimdi İŞİD konusunda da benzer bir film izliyor gibiyiz. İŞİD, insanların nefretine yol açacak ne kadar eylem varsa gerçekleştiriyor. İnsanların başlarını kesiyor, bir gün Yezidileri bir başka gün Süryani Hıristiyanları kaçırıyor. İnsanları kafeslere yerleştiriyor, toplu katliamlar uyguluyor. Eylemciler, adeta özel tasarlanmış siyah kıyafetler giyiyor, kurbanlara Guantanamo mahkumlarının turuncu kıyafetleri giydiriliyor ve adeta bir tiyatro sahnesindeymiş gibi kameralarla çekildikten sonra bütün dünya televizyonlarının haberlerinde baş köşeye yerleşiyor. Son olarak yaptıkları eylem de hiç şaşırtmıyor ve İŞİD militanları bir müzedeki heykelleri balyozlarla parçalıyorlar.

Aslında bütün bunlara söylenecek tek bir deyim var: Bu çağda bir Müslüman bu kadar “Geri Zekâlı” olabilir mi? Kendisini, Hz Peygamber’in Kâbe’deki totemleri parçalaması ile özdeşleştirmiş olabilir! Ancak bu ikisi arasındaki farkı görmeyecek kadar Akıl sahibi değilse söylenecek hiçbir söz bulunamaz. İslam’ı ve Müslümanları bütün dünya halkları karşısında bu kadar utanç verici duruma düşürme Cehaleti nasıl açıklanabilir.

Bu bir Kurgu mu yoksa Gerçek mi?

Taliban Örgütü, ABD tarafından Afganistan’ı ele geçirmek için kurulmuştu. Esasen, Afgan nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Peştun Aşiret yapısına uygun olarak geliştirilen Özel Proje, sonrasında kontrolden çıkmış ve kalıcı bir yapıya dönüşmüştü.

Şimdi İslam Devleti örgütü de, Orta Irak’taki Selefi Sünni Arap Aşiret Yapısı üzerine inşa edildi. Bu Örgüt hakkında bir hüküm öne sürmeden önce yaşanılan önemli olayları şu şekilde sıralamak gerek:

  • ABD Irak’ı işgal ettikten sonra Sünni Aşiretler uzun süre Rus Gizli Servisi tarafından kontrol edilmiş ve örgütlenmişti.
  • Irak Merkezi Hükümeti’nde Güneyli Şii Araplar, Iraklı Şiiler üzerinde İran ve İran’ın üzerinde de Rusya önemli bir etkinlik gücüne sahipti.
  • ABD 2012 yılı başında Irak’tan tamamen çekildiğinde Sünniler en etkisiz, Şiiler en güçlü konumdaydılar. 2012 – 2013 Yılları içerisinde Şiiler Irak’ta alabildiğine güçlendi, Rusya’nın etkinliği arttı.
  • Irak içinde Sünni ve Şii gerilimi tırmanmaya başladı. Sünni ve Şii kentlerinde, törenlerinde ve dini mekânlarında karşılıklı olarak bombalı araçlar patlamaya başladı.
  • Mayıs 2013’te, İsrail lobisinin önemli ismi Mc Cain, gizlice Suriye’ye gitti, İdlib’te Suriyeli muhaliflerle görüştü. Mc Cain’in görüşmelerine ilişkin sonradan yayınlanan bazı fotoğraflarda İŞİD Lideri (Samarra’lı İbrahim Al Badri) Ebu Bekir El Bağdadi’nin de bulunduğu kaydedildi.
  • McCain ziyaretinin ardından Irak’taki bine yakın El Kaide Militanı, Irak Hapishanelerinden adeta ellerini kollarını sallayarak kaçtılar! Ebu Bekir Al Bağdadi liderliğindeki sadece 1500 militan Musul’a girdi. Yaklaşık 50.000 kişilik Irak Ordusu silahları bırakıp şehri terkettiler.
  • Irak Şam İslam Devleti Örgütü İŞİD şimdi Irak ve Suriye için büyük bir tehdit. ABD, yine Dünya kamuoyunu arkasına alarak Suriye ve Irak’ı yeniden şekillendirmek istiyor. Ancak bir fark var, şimdi amacına ulaşmak için Amerikan Askeri yerine Müslüman Asker kullanıyor.

Aslında lafı uzatmaya gerek yok. Dünya kamuoyu yanıltılsa da Uzmanlar olanların farkında. Biz yine Batı kaynaklarından sadece üç örnek verelim.

Snowden : İŞİD Örgütü İngiliz ve Amerikan Gizli Servisleri tarafından kuruldu ve Mossad tarafından eğitildi.

  • ABD Milli Güvenlik Ajansı Ajanı Edward Snowden, Irak Şam İslam Devleti’nin İngiliz ve Amerikan Gizli Servisleri tarafından kurulduğunu ve Mossad tarafından eğitildiğini açıkladı. Snowden’in ifadesine göre Eşekarısı Yuvası (The Hornet’s Nest) adı verilen Gizli Operasyon ile dünyadaki bütün İslamcı radikallerin bir mekanda toplanması düşünüldü. NSA dokümanlarına göre bölgedeki Siyonist varlığın ve Yahudi Devleti’nin korunması için tek çözüm sınırların ötesinde bir düşman yaratmaktı. Ebu Bekir Al Bağdadi, Mossad tarafından askeri, teolojik ve konuşma eğitimlerinden geçirildi. (Kaynak: http://www.gulf-daily-news.com/NewsDetails.aspx?storyid=381153)

Eski NATO Komutanı General Wesley Clark, CNN’e verdiği röportajda şunu itiraf etti: “Daiş, dostlarımız ve müttefiklerimiz tarafından Hizbullah’ı yoketmek için kuruldu.”

  • Geçtiğimiz hafta eski NATO komutanlarından General Wesley Clark, CNN’e konuştu ve “İslam Devleti (Daesh) dostlarımız ve müttefiklerimiz tarafından Hizbullah’ı yoketmek için kuruldu” diye söyleyerek sorumluluğun İsrail’e ait olduğunu ifade etti. Clark ve bir grup Senato üyesi, 2001’den sonra ABD tarafından başlatılan Saldırgan Dış Politika’ya, Büyük Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesine, Libya ve Suriye savaşlarına karşı çıkıyordu.

[vcyt id=sfgcdCEloXc]

  • Bu da başka bir örnek, Clark: “ABD’nin mevcut Dış Politikasını anlatıyor:

[vcyt id=Y-id_x6Fh3c]

  • Bu hafta içinde Türk basınına da yansıyan habere göre, Irak Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Hakem El-Zamili : “Irak Özel Kuvvetleri’nin, İŞİD’e silah taşıyan iki İngiliz uçağını düşürdüklerini ve Londra’dan açıklama beklediklerini” açıkladı. El Zamili. Koalisyon uçaklarının özellikle İŞİD hakimiyetindeki bölgelere sık sık silah bıraktıklarını savundu.

Sonuç olarak söylemek gerekirse, İŞİD (Daiş) İslam Devleti projesinin çok açık bazı sonuçları var:

  • Kürdistan sınırları, geçtiğimiz yıla nazaran % 40 oranında genişledi. İnsan Hakları Gözlemcilerine göre, Kürtler “Irk Ayrımcılığı” yapıyor ve İŞİD’den tekrar alınan topraklara buradan kaçan Sünnilerin yeniden yerleşmesine izin vermiyor.
  • Suriye’de Esad Rejimi yeniden güçlendiriliyor. ABD ve Rusya arasında muhtemel bir paylaşım ve anlaşma planı olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Bu arada, Rus Gizli Servisi SVR ve Rusya Akdeniz’de ve Ortadoğu’da güçleniyor
  • İsrail, bir yandan Nusra Cephesi’nin Lübnan Hizbullah’ı ile mücadelesine sessiz kalıyor, diğer yandan da Birleşmiş Milletler tarafından terör listesine alınan Nusra’yı bir tehdit olarak lanse ediyor.
  • Siyonizmin, Barajlar ve nehirlerle birlikte Ortadoğu su kaynaklarının kontrolü planı başarılı bir şekilde yürüyor. Bölgedeki Kürdistan sınırları genişletiliyor.
Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director