Dinsel Gruplarda Kadınlar

Kadının, annenin aile yapısındaki önemini hepimiz biliriz. Anlatmak istediğimiz bu değil zaten, kısaca ve açıkça ifade etmek gerekirse her ailenin hizmetkârı kadınlar, annelerdir. Hayat şartları ne olursa olsun her türlü fedakârlığa katlanır, adeta bir köle gibi aileye hizmet ederler. Bizim asıl üzerinde durmak isteğimiz geniş aileler, yani toplumsal, siyasal ve dinsel gruplar.

Günümüzde toplumsal ve siyasal grupların en sadık hizmetkârları da yine ne yazık ki kadınlar. Erkek egemen geleneksel kültürde, din anlayışında, örgütlenme biçiminde, hatta ticaret hayatında kadınlar hep hizmetkâr olarak görülmüş ve kullanılmıştır. Çünkü kadınların hizmetteki sadakati ve işgücü vazgeçilmezdir. Bu sadakatin sağlanması için çok da çaba göstermeye gerek yoktur erkekler için. Erkek egemen din anlayışı yanında, güzel sözler, onların hayalleriyle, sorunlarıyla duygudaşlık kurmak ve inandırmak yeterlidir. Sorunları tamamen çözmek de gerekmez. Hep bir umut, hep bir inanç olduğu sürece, yalanlar da yanlışlar da görmezden gelinir. Efendilerini takip eder, dinler, itaat eder ve hizmetini de eksiksiz yerine getirirler.

Geleneksel kültür ve inançların getirdiği bu kölelik duygusu yüzyıllardır doğu kadınlarının kaderi olmuştur. Hemen bütün büyük ilahi dinlerde, Yahudi, Hıristiyan veya Müslüman olsun kadınlar hep ikinci sınıf varlık ve hizmetkâr durumundadır. Yahudilikte ve Arap kültüründe kadınlar bir eşya gibidir ve evlilik için babasından satın alınır. Mirasta hak sahibi değildir. Yahudilikte ve Arap Kültüründe erkek birden fazla kadınla evlenebilir. Önceleri kadın sayısı erkeğin mali gücüyle artarken, sonradan din adamları tarafından 4 ile sınırlanmıştır. Hıristiyanlık da erkek egemen bir dindir. Kitabı Mukaddes’e göre kadınlar toplantılarda konuşamazlar. Uysal olmalı ve emir altında tutulmalıdır. Kiliselerde hizmetkârlar rahibelerdir. Ortaçağda kadın şeytan ile eşdeğerdir.

Yahudi ve Hıristiyan kültürünün üzerine gelen İslamiyet, kadına miras, evlilikte seçme ve söz hakkı gibi bazı önemli haklar getirse de Cahiliye Arap Kültürü İslam toplumlarına daha fazla egemen olmuştur. İslam’dan sonraki yıllarda, Arap erkekleri kadınları mirastan mahrum bırakmak için, hayatta iken bütün mallarını erkek evlatlarına bağışlama yoluna gitmişlerdir. Kadın kapatılması, çocuk yapması ve ev hizmetleri ile meşgul olması gereken bir varlıktır. Bu konudaki örnekleri çoğaltmak mümkündür. Yüzyıllar geçmesine rağmen, halen özellikle Arap dünyasındaki Müslüman kadınlar, birçok medeni haklardan mahrum yaşamaktadır. Birçok İslam toplumunda erkekler kadınları bir tek sözle boşayabilmektedir.

Türk kültüründe ise, birçok milletin aksine Kadınlar daha fazla söz sahibidir. Meşhur bir örnektir; Türk Hakanı, komutanlarını topladığı zaman yanına eşini oturtarak; “Ben sizin hanınızım, bu da benim Hanım” diyerek kadının yerini çok güzel özetlemiştir. Türkler, Müslüman olduktan sonra Arapların aksine erkek ve kız çocuklarının mirastan eşit pay alması için hayatta iken bağışlama suretiyle eşit paylaşım yapmışlardır. Ancak, Müslümanlaşmak ile Araplaşmak birbirine karıştığı için özellikle Selçuklu dönemini takiben Türkler fazlasıyla Arap kültürünün etkisi altında kalmışlardır. Anadolu’da, Türk kültürünün hâkim olduğu topluluklarda Kadın, Aile ve Toplum hayatında hala daha güçlü olsa da din duygusunun güçlü olduğu topluluklarda hizmetkârlık düzeyini aşamamışlardır. Günümüzde de dinsel grupları ayakta tutan, bütün hizmetlerine koşturan, efendilerine büyük bir sadakatle ve fedakârlıkla hizmet edenler yine kadınlardır. Yüzyıllardan beri süregelen alışkanlık adeta bireysel ve toplumsal bilinci esir almıştır. Müslüman kadınlar Kölelik ve Hizmetkârlık kültürüne dinin emri gibi bağlıyken, bunun Allah’ın emri olmadığını düşünmek bile istemezler.

Kadınlar bu esaretten kurtulursa, milletler de, inançlar da esaretlerden kurtulacaktır. O zaman akıllar da inançlar da daha fazla renklenecek, siyah ve beyazlardan oluşan dünya ara renklerin farkına varacaktır. Düşünce ve kültür dünyası zenginleşecek, Allah’ın Adaleti de gerçekleşmiş olacaktır. Ancak, Efendiler hiçbir zaman bundan memnun olmayacak, izin de vermeyeceklerdir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director