10 Kasım, sadece ölüm yıldönümünde Atatürk’ü anmak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ve Lideri olarak O’nun eserlerini ve düşüncelerini hatırlamak ve anlamak için bir vesiledir.
Böyle bir günde, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın “Rejim endişelerini gündemimizden çıkarmalıyız” sözleri çok önemlidir ve Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci için de güzel bir örnektir. Ülkemizin çok hassas bir dönemden geçtiği şu günlerde, kin ve nefret, bölücülük ve düşmanlık, huzur ve istikrara yönelik birer gaflet ve ihanettir. Nitekim 1 Kasım seçim sonuçları da Türk milletinin huzur ve istikrarı ne kadar önemsediğinin önemli bir göstergesidir.
Durum bu olmakla birlikte bazı kişilerin böyle hassas bir dönemde, içlerindeki Atatürk düşmanlığını tekrar gün yüzüne çıkarmaları üzüntü ve endişe vericidir. İnsanlar, fikir ve duygularını özgürce ifade edebilir ancak, bunu hakarete dönüştürürlerse, kin ve nefret yayar, çatışma ve kaosa hizmet ederler.
Hangi din, inanç, mezhep veya siyasi görüşten olursak olalım, temel ahlaki değerler hepimiz için geçerlidir. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verenleri aşağılayarak “Koyun, Beyinsiz” yakıştırmaları yapmak ne kadar yanlışsa, Mustafa Kemal Atatürk’e doğrudan veya dolaylı hakaretlerde bulunmak da o kadar büyük bir yanlıştır. Bazılarının böyle hassas bir günde Atatürk’e hakaret etmesi sadece bir terbiyesizlik değil, aynı zamanda “Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci” projesinin temeline dinamit koymaktır.
Bu çerçevede Senai Demirci’nin “Atatürk Olmasaydı…” diye başlayıp imalı bir hakaret dizisine dönüşen yazısı, böylesine bir Kin ve Nefret söyleminin örneği olmuştur. Hakarete hakaretle cevap verilmez, Demirci’ye ancak şu söylenebilir: “Eğer Atatürk olmasaydı, muhtemelen Irak gibi bir İngiliz veya Suriye gibi bir Fransız sömürgesinde doğardın…”
Eski Genelkurmay başkanımızın dediği gibi Osmanlı ve Selçuklu da bizim Cumhuriyet de bizimdir. Biz kökleri binlerce yıl öncesine dayanan bir Milletin evlatlarıyız. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı modası geçmiş bir İngiliz planıdır. Atatürk, sadece Türklerin değil bütün dünyanın hayran olduğu bir liderdir ve savunulmaya da ihtiyacı yoktur.
Gün birlik ve beraberlik günüdür. Türkiye Cumhuriyeti’ni temelden parçalayacak Kürdistan Hayali, Batıdan Doğuya bütün emperyalist ülkelerin desteğiyle canlandırılmıştır. İstanbul’da, Ankara’da, Diyarbakır’da Hakkari’de, doğuda batıda bütün milletimizin birliğe, huzur ve istikrara ihtiyacı vardır. Türkiye’nin zor dönemi henüz atlatılmamıştır ve bu dönemde hepimizin bölücü ve düşmanca tavırlardan uzak durması son derece önemlidir.
