Açılım ve Tavizlerin Sonucu: Azgın Terör

Türkiye son yıllarda, Kürtçülüğe verilen tavizlerin ve açılımın bedelini ödüyor. Türkiye’yi yönetenler, PKK terör örgütünü sadece eli silahlı militanlardan ibaret sayıp, onların yerel destekçilerini ve politik uzantılarını hep görmezden geldiler. PKK, hem güçlü olduğu doğu illerinde, hem de göç yoluyla gettolar oluşturduğu büyük kentlerde tabanını genişletti. Yerel yönetimlerin ele geçirildiği kentler adeta kurtarılmış bölgeler haline getirildi. Güvenlik güçleri ve aileleri karakollara ve lojmanlara hapsedildi. Demokrasi ve özgürlük kavramlarının arkasına sığınanlar, Kürtçülük felsefesini ve PKK terör örgütünü yeni nesil için adeta bir kurtuluş reçetesi olarak sundular. PKK’yı destekleyen partiler, milletvekilleri, belediye başkanları ve sivil toplum yöneticileri çoğunlukla cezasız kaldı ve verilen cezalar ise caydırıcılığını kaybetti. Terör örgütünün lideri, bir adada hapis olmasına rağmen örgütün siyasi ve askeri kanatlarını rahatça yönetti ve talimatlar verdi. Taviz verildikçe örgüt güç ve taban kazandı.
Önemli bir oy tabanını doğu illerinden alan Türk hükümeti, Kürtçüler ile Kürt vatandaşlar arasındaki hassas ayrımı yapamadı. Terör örgütünün talepleri, sessiz Kürt çoğunluğunun talepleri gibi algılandı. Bir milleti oluşturan dil, tarih ve kültür birliği yok sayıldı. Sadece din birliği ile milli beraberliğin sağlanacağı düşünüldü. Bu ve benzeri siyasi hataların bir gün büyük bir patlamaya yol açacağı hesap edilmedi.
Artan PKK terörü, geniş bir tabana yayılan Kürtçü isyanın ilk işaretleridir. Bu silahlı terör, PKK’nın güçlü olduğu illerdeki halk gösterileriyle sürecektir. Terör örgütünün temel amaçları şunlardır:
PKK’nın silahlı militan gücünü ortaya koymak.
– Uzlaşılacak siyasi çözümde, silahlı militanların da içinde olduğu genel bir af çıkartmak.
– Kürt kimliğini anayasal bir hak haline getirmek.
– Federatif bir Kürt bölgesinin altyapısını oluşturmak.
Bu dönem, PKK’nın hedeflerine ulaşması için son şanstır. PKK’nın dış destekçisi ülkeler (ABD, İngiltere, İsrail, Almanya, Fransa vb) için de en uygun ortam bugündür. Destekçi ülkelerin beklentisi, Türkiye’nin bu beladan kurtulmak için yukarıdaki çözümlere razı edilmesidir. ABD ve Batı’nın son hedefi, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de kurulacak federal Kürt bölgelerinden oluşan Birleşik Kürt Federasyonu kurmaktır.
Türk hükümetinin açılım süreci, bu beklentiyi gerçekçi hale getirmiştir. Terör örgütü amacına ulaşmak için bütün güçlerini kullanmayı deneyecektir. Bu sebeple, terör ve isyanın gittikçe daha da hızlanmasını bekleyebiliriz.
Asıl tehlikeli olan devletin kararsızlığı ve soruna koyduğu yanlış teşhistir. Kürtçülük ve bölücülük bir demokrasi ve özgürlük sorunu değildir. Silahlı olsun veya olmasın PKK terör örgütünün bütün faaliyetlerine karşı acil ve sert önlemler alınmalıdır.
Bugünkü siyasi tablo içerisinde, devletin bütün kurumlarıyla sorunu bu şekilde teşhis edip, çare üreteceğinden pek umutlu değiliz.
Türkiye Cumhuriyeti, son yıllardaki siyasi hataların bedelini ödemektedir. Korkarız ki bu bedel çok daha büyüyecektir. Türk milletine düşen, tahriklere kapılmamak ve iç çatışmalara meydan vermemektir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director