ABD Yönetiminde YPG Tartışılmaya Başlandı!

ABD Yönetimi, Türkiye’nin aylardır sürdürdüğü YPG&PKK muhalefetini görmezden gelmeyi sürdürüyor. Bununla birlikte, YPG&PKK Terör Örgütü’nün, ABD’nin OrtaDoğu’daki çıkarlarını da tehdit etmeye başlaması, ABD üst yönetiminden birçok kişinin saf değiştirmesine yol açtı.

ABD yönetiminde tartışmaya konu olan hususları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Suriyeli Kürtler (YPG) şimdi ABD’nin desteklediği muhaliflere de saldırıyor ve topraklarını ele geçiriyor. Rus destekli Suriye rejimi ile koordineli hareket ediyor.
  • (Bazı CIA uzmanlarına göre) YPG 2011 yılından beri Muhaliflere karşı Esad Rejiminin yanında savaştı ve şimdi İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü ile de işbirliği yapıyor, bu amaçla yapılan toplantılar belgelendi. YPG Türkiye ile savaş halindeki Kürt Terör Örgütü ile birlikte çalışıyor.
  • ABD, Sünni Muhalifler üzerine odaklanarak Sünni Arap Gruplara destek vermeli.
  • Son zamanlarda Halep’in kuzeyindeki Marea’da CIA tarafından desteklenen Muhalif gruba yapılan saldırı Rus Kuvvetleri ile koordineli olarak gerçekleştirildi.
  • ABD’nin Brett McGurk ile birlikte YPG ile doğrudan ilişkili olarak çalışan en az 50 danışmanı görev yapıyor.
  • YPG’ye verilen tereddütsüz destek, ABD’nin Sünni Arap Zemin oluşturma çabasını zayıflatmaktadır. Kürtlerin, Rakka’yı almak için İŞİD ile savaşmak gibi bir hedefleri yok. Amaçları, Esad karşıtı Sünni Muhalefeti yıpratmak.
  • Ruslar, İranlılar, İslam Devleti ve şimdi de YPG, Sünni Muhaliflere karşı savaşmaktadır. ABD, Sünni Muhaliflere yardım yapmazken YPG’ye yardımını sürdürmektedir.
  • ABD’nin BM BüyükElçisi Samantha Power, Sünni Arap Muhaliflerin desteklenmesini ve İŞİD’in elindeki toprakların alınması için bir Sünni Arap Gücü oluşturulmasını savunmaktadır.
  • CIA isyancılara ManPads (Karadan Havaya) silahları vermeyi teklif etmiş ancak Obama yönetimi izin vermemiştir. ABD’nin itirazlarına rağmen Suudiler, Suriyeli isyancılara uçaksavar silahları vermeyi planlamaktadır.
  • Sünni Arap Muhaliflerin hayatta kalması için yeterli destek verilmezse, diplomatik çözüm umudu da onlarla birlikte ölür.

Kısaca özetlediğimiz, Obama yönetiminde tartışmaya açılan konulara bakılırsa, ABD’nin OrtaDoğu politikasında Türkiye gibi Müttefik bir ülkenin güvenlik endişeleri neredeyse tartışma konusu bile değildir. Bu da, Türkiye’nin ve Türklerin dostlarını tanıması konusunda yeni ve canlı bir örnektir. Bu örnek, Aynen Kıbrıs Barış Harekâtı, Süleymaniye Olayı gibi Türkiye’nin Milli Bağımsızlık azmini güçlendirecektir.

Belki de asıl endişe, Rusya ve İran’ın zayıflamasının ardından ortaya çıkacak Bölgesel Türk Varlığı ve Gücü’dür.

Tarihinde, arkasında bir Koalisyon Gücü oluşturmadan hiçbir ciddi savaşı tek başına kazanamamış ABD, bir gün Türkiye’yi ve Türkleri de kaybedecektir.

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director