ABD Vuruyor PKK Yerleşiyor, Türkiye Müdahale Etmeli

Türkiye’nin iç siyasi sorunlara yönelmesiyle birlikte, uluslararası güçlerin OrtaDoğu’yu şekillendirme planı kritik bir döneme girdi. PKK Terör Örgütü’nün Tel Abyad’ı teslim alması çok vahim ve Türkiye için çok önemli bir gelişmedir.

Bölgede oynanan oyunun çok derin detaylarına inmeden kısaca ifade edelim (detaylarını öğrenmek isteyenler daha önce yazılmış detaylı makalelere bakabilirler):

Amerika Birleşik Devletleri egemenlik kurmak istediği bölgeye önce İŞİD’i gönderiyor, ardından Koalisyon uçaklarının bombardımanı ile temizlediği bölgeye PKK Terör Örgütü’nün Suriye kolu YPG yerleşiyor.

İŞİD şu anda tam olarak ABD emperyalizminin amaçlarına hizmet eden bir örgüt konumunda. ABD’nin bölgede kalıcı olmasına, üsler kurmasına ve bölge haritasını yeniden şekillendirmesine meşruiyet ve haklılık kazandırıyor. İŞİD, kuruluş amacına uygun olarak Irak’ta öncelikli olarak Şiileri, Suriye’de ise diğer Sünni İslamcı Grupları hedef alıyor. ABD + Rus Gizli Mutabakatına uygun olarak Esad Yönetimi’ne yönelik hiçbir ciddi eylemde bulunmuyor. Haseki, Deyrozor ve Halep gibi en stratejik bölgelerde Esad Ordusunun varlığını sürdürmesine imkân sağlıyor. İŞİD’in yönetim kademesi ve önemli ordu komutanlıklarının kilit mevkilerinde Arap ülkelerinin özel kuvvetlerine mensup uzmanlar var. Örgüt Irak ve Suriye’deki eski Baascı Sünni aşiretlerden önemli bir militan desteği alıyor ve yurt dışından gelen Cihatçı Cahil İslamcılara da kapılarını sonuna kadar açıyor.

ABD, İngiltere ve İsrail’in, Suriye’nin kuzeyindeki üç parçalı Kürdistan topraklarının (Efrin, Kobani ve Haseki) birleştirilmesini hedeflediğini ve Irak Kürdistanı ile birleşecek bir Akdeniz Kürt Koridoru oluşturmaya çalıştığını sürekli vurguluyoruz.

Uzunca bir dönem seyrettiğimiz Kobani Tiyatrosu’nun ardından, ABD’nin “Karadaki Dost Kuvvetlerimiz” dediği YPG özellikle son bir ay içerisinde Suriye’nin kuzeyinde önemli bir genişleme gösterdi. Kuzey Suriye Kürt Koridoru’nun Doğu kanadı birkaç saat önce tamamlandı.

YPG hâkimiyet altına aldığı bölgelerde, Türkmen ve Arap nüfusa karşı ağır bir göç, yıldırma ve tehdit politikası izliyor. Aslında daha önceden İŞİD tarafından temizlenmiş alanları ele geçirir geçirmez Kürtleri yerleştiriyor ve yerleşik halka ait mülkleri ve arazileri kendi yandaşlarına dağıtıyor. Hem Uluslararası İnsan Hakları Örgütü hem de ABD arada bir bildiri yayınlasalar da, fiili durumu engelleyen hiçbir yaptırım yok. PKK Terör Örgütü’nün Asayiş adını verdiği sivil militanlar burada tam bir terör estiriyorlar. Şunu da özellikle ifade edelim ki, PKK’nın bölgede en iyi geçindiği grup yine Esad Ordusu. PYD militanları hem Türkmenler, hem de bölgedeki diğer Muhalefet Grupları ile birçok bölgede çatışıyor.

Türkiye’nin bu durumda yapabileceği tek bir seçenek var: hem Göçmen akınını durdurmak hem de İŞİD’in gelişmesini önlemek gerekçesiyle TelAbyad’dan Rakka’ya ve Azez ve Cerablus’tan Halep’e kadar üç koldan Suriye’ye girmesi ve barış bölgeleri kurmasıdır. Bu durum hiçbir kişi veya siyasal partinin arzu ve çıkarları için değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uzun vadeli güvenlik stratejileri için çok önemlidir.

Harita, fare yardımıyla büyültülebilir. Flash Harita, android telefon ve tabletlerde çalışmaz.

[swf src=”http://www.manaz.net/wp-content/uploads/FotoGaleri/00STRMapsFlash/2015_0615_MiddleEast.swf” width=888 height=666]

Paylaş / Share

Abdullah Manaz

Author, Researcher, Strategist, Producer, Director